tarafından

‘Nefes’ kesen bir dava: Dağlıca

‘Nefes’ kesen bir dava: Dağlıca
[etha]
2 bin 365 metre yükseklikteki bir karakolda 40 askerin hikayesini konu alan “Nefes: Vatan Sağolsun” filmi askerden tam not aldı. Ama 2 bin 400 metre yükseklikteki Dağlıca Taburu’nda yaşananlar hala hafızalarda tazeliğini koruyor. Dağlıca baskınında esir alınan askerler, iki yıl önce bugün tutuklanmıştı.

Haber Fotoları: 1
Orjinali İndir (Genişlik: 400px, Yükseklik:266px)
Etkin Haber Ajansı / 18 Mayıs 2011 Çarşamba, 14:32

HAKKARİ- Birbiri ardına ortaya çıkan skandal belgeler, andıçlar, lahikalar ve ıslak imzalı darbe planları. Diğer taraftan ‘Kürt açılımı’ ve barış gruplarının gelişi, asker analarının çığlığı… Tüm bunların arasında Dağlıca baskınında esir alınan askerlerin tutuklanmasının üzerinden tam iki yıl geçti. ‘Nefes’ kesen dava halen sürüyor.

DAĞLICA’DA NE OLMUŞTU?
PKK gerillaları, 22 Ekim 2007 tarihinde Hakkari’deki Dağlıca Taburu’na baskın düzenledi. Baskında, 12 asker yaşamını yitirdi, 8 asker esir alındı. PKK, 8 esir askeri, Federal Kürdistan Bölge Hükümeti İçişleri Bakanı Hacı Mahmut Osman, Uluslararası Tolerans Başkanı Kerim Sincari ile DTP Milletvekili Osman Özçelik, Aysel Tuğluk ve Fatma Kurtulan’dan oluşan heyetle imzalanan protokolle 4 Kasım’da teslim etti.

Erler Ramazan Yüce (Mersin), İrfan Beyaz (Antep), Nihat Başova (Konya/Cihanbeyli), İlhami Demir (Ağrı/Patnos), Fatih Atakul (Denizli), Özhan Şabanoğlu (Hatay), Çavuş Mehmet Şenkul (Niğde), Uzman Çavuş Halis Çağan (Adana/Tufanbeyli) gelir gelmez Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca günlerce sorgulandı. 8 asker, “Suçun vasıf ve mahiyeti askeri disiplini aşırı derecede sarsmış olması, büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar suçunun işlendiğini gösteren kuvvetli delilerin bulunması ve izinsiz olarak başka ülkenin topraklarına geçmek” iddialarıyla 12 Kasım’da tutuklandı.

MEHMET ALİ ŞAHİN SEVİNEMEMİŞTİ
Askerler “vatan haini” ilan edildi. Kimisi yaşamalarına dahi sevinmedi. Dönemin Adalet Bakanı, şimdinin ise TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in açıklamaları hala hafızalarda tazeliğini koruyor. Şahin, esir askerlerin geri dönüşünün ardından akıllara durgunluk veren bir açıklama yaptı, “Keşke ölseydiler” dedi. Şahin şu ifadeleri kullandı: “Öncelikle askerlerimizin, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının herhangi birinin ya da bir bölümünün bölücü terör örgütünün eline geçmiş olmasından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak büyük üzüntü duyduğumu belirtmeliyim. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hiçbir mensubu böyle bir duruma düşmemeliydi. Dolayısıyla kendilerinin kurtulmuş olmasından fazla bir sevinç duyamadığımı ifade etmek istiyorum.”

Tek sevinmeyen Mehmet Ali Şahin değildi. Dönemin Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, esir askerleri teslim alan DTP milletvekillerini hedef aldı. Çiçek, “DTP’li milletvekillerinin kaçırılan askerlerin serbest bırakılmasında dahil olmadığını” ileri sürdü, “Mutabakat zaptı da dahil o görüntüler, insani boyut gibi gözükse de, suçüstü yakalanmışlardır” şeklinde konuştu.

ASKERİ SUÇLAYAN KOMUTAN’IN SES KAYDI
Dağlıca Tabur Komutanı Onur Dirik, er Ramazan Yüce’yi PKK’ye yardım etmekle suçladı. 2 Şubat 2008’de görülen ilk duruşmada, sekiz er tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Onur Dirik’e ait ses kaydı Youtube’a düştü. Dirik baskındaki ihmalleri kabul etti, Genelkurmay’daki komutanlara ve günlüğünü okuduğu bir üsteğmene ağır küfürler sarf etti. Bunun üzerine Dirik, Afyon’da konuşlu İkmal Komutanlığı Lojistik Şube Müdürlüğü’ne atandı. Avukatların Onur Dirik hakkında yaptığı suç duyurusunda ise bir sonuç çıkmadı.

DAVA HANGİ AŞAMADA?
Esir askerler hakkında açılan dava halen Van Askeri Mahkemesi’nde görülüyor. Er Ramazan Yüce’nin avukatı Dinçel Aslan, davada sona yaklaşıldığını belirtti. Dinçel, muhabirimize yaptığı açıklamada, “Van Askeri Mahkemesi’ne, askerlerin sivil mahkemede yargılanmaları için başvuruda bulunduk. Askeri Savcılık mütalaasında talebimizi kabul etti” dedi. Av. Aslan, “Bu karar bir ilk” dedi, ancak Van Askeri Mahkemesi’nin talebi reddettiğini aktardı.

Dinçel Aslan, askere sivil yargı yolunu açan yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne dava açıldığını hatırlattı ve askeri mahkemenin bu yönlü kararını yorumladı. Av. Aslan, “Devlete karşı işlenen suçlara Ağır Ceza Mahkemelerinin bakması gerekiyor. Zaten bu yönlü talepte bulunduk. Ancak, mahkeme bunu reddetti. Mahkeme şunu söyledi: ‘Devlet aleyhine işlenen suçlar sivil mahkemede görülse bile suç vasfı değişmez.’ Yani müvekkillerin emre itaatsizlik, firar gibi suçlamalar dolayısıyla askeri mahkemede yargılanmaya devam edebilir” dedi.

Av. Dinçel Aslan, Cihan Korkut adlı bir itirafçının er Ramazan Yüce hakkında ifade verdiğini ifade ederek, ek süre talep ettiklerini kaydetti.