tarafından

92 yılında esir alınan askerler üzerine

Bana bir esir asker yakını ulaşıp bilgilendirme istedi,O arkadaşa cevaben yazım

Merhaba ogün inan aradan çok uzun yıllar geçti ve bazı isimler bana yukarıdayken verildi.Fakkat bu szin yakınınızmıydı yoksa başka birilerinin yakını mı bilemiyorum.O dönemler burada bu şekilde hak mücadelesi verebileceğimi fazla düşünmediğimden o isimlerti kaydetmedim.

fakat aklımın bundan sonra hep bir tarafında bu isimler klacak,şu an ben yine uludere etrafında yaşamaktayım.elimden geleni yapmaya çalışır ve ne olup bittiğine dair bilgi toplamaya çalışırım.şimdilik bundan fazlasını yapamıyorum.üzgünüm. Biliyorsun ki o yıllar jitem de bölgede çok yoğun faailiyet yürütüyordu.Umarım yakınınız hala yaşıyordur.
sevgi ile kalın

…………………………

92 YILNDA ALIKONULAN ASKERLER İLE İLGİLİ GAZETE HABERİ

Batman Sason’da kaçırılan Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Yaşar Gökçe’nin ağabeyi Yavuz Gökçe yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı: “Dönemin Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’le görüştüm. Bana (Devlet askerinin peşini bırakmaz. Ama siz de gerekirse Apo’yla görüşün kardeşinizi kurtarın) dedi.”

HABERTÜRK TV’de Fatih Altaylı’nın hazırlayıp sunduğu Teke Tek bu hafta çok çarpıcı bir konuyu gündeme taşıdı. Teke Tek’in bu haftaki konukları 20 yıl önce […] PKK tarafından kaçırılan ve hala kendilerinden haber alınamayan askerlerin aileleriydi. Programa katılanlar, 15 Mayıs 1992’de Şırnak’ın Uludere ilçesinde kaçırılan İzmirli Jandarma Er Engin Ekşi’nin ağabeyi Fadıl Ekşi, 20 Temmuz 1992’de Hakkari Çukurcu’da kaçırılan Jandarma Er Doğan Yaman’ın babası Abuzer Yaman ve 24 Ağustos 1992’de Batman Sason’da yol çevirmesinde kaçırılan Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Yaşar Gökçe’nin ağabeyi Yavuz Gökçe’ydi. Programın bir diğer konuğu ise yıllar önce PKK tarafından kaçırılmış asker ailelerini bir araya getiren ve konuyu Meclis gündemine getiren İstanbul CHP Milletvekili Melda Onur’du.

CHP’Lİ ONUR: “KONUYU GÜNDEME TAŞIMAK İÇİN ARAŞTIRMA ÖNERGESİ VERDİK”
Kaçırılan askerler hakkında araştırma önergesini imzaya açtığını söyleyen Melda Onur, “Habertürk Gazetesi’nde Fadıl Ekşi ile yapılan bir röportajı okumuş ve konudan haberdar olmuştum. Daha sonra ailelerle ve Abdullah Öcalan davasına aileler adına müdahil olarak katılan avukat Çiler Nazife Koşar’la görüştüm. Çiler hanım, Öcalan’a kayıp askerleri sorduğunu söyledi. Öcalan’ın yanıtı ise (Ben yakalanmadan önce 10-15 asker esirdi ama isimlerini bilmiyorum) olmuş. Yani 1999 yılında esir alınan ve hayatta olan askerler hala var. Şu anda en az 8 aile yıllardır çocuklarından haber bekliyor. 2011 Haziran’ından itibaren ise PKK tarafından kaçırılan kişi sayısı 7. Bu insanlar şehit mi oldu, hala PKK’nın elinde esir mi? Bunlara cevap bulabilmek, konuyu gündeme taşımak için araştırma önergesini verdik” diye konuştu.

EKŞİ: “ÇALMADIĞIMIZ KAPI KALMADI”
Programa katılan Fadıl Ekşi, kardeşi Engin’in bundan tam 20 yıl önce kaçırıldığını söyledi. Ekşi, şunları söyledi: “Kardeşim Şırnak’ın Uludere İlçesi’nde 10 aylık askerken PKK’nın yaptığı karakol baskını sırasında kaçırıldı. Daha sonra Kızılhaç aracılığıyla kardeşimden mektup aldık. Sağ ve sağlıklı olduğunu yazıyordu. (Devleti haberdar edin) diyordu. 32. Gün programında gösterildi kardeşim daha sonra. Hayattaydı. 94-95 yıllarında PKK kamplarını gösteren yabancı kanallarda kardeşimi gösterdiler. Gündem gazetesinde fotoğrafı çıktı. İsrail bir askeri için dünyaları yakarken Türkiye askerleri için hiçbir şey yapmadı. Çalmadığımız kapı, başvurmadığımız yetkili kalmadı. Ama bize sahip çıkan acımıza kulak veren olmadı. Yine de 20 yıldır umudumuzu kaybetmedik.”

YAMAN: “OĞLUM MEKTUBUNDA (SAĞIZ, BİR ŞEYLER YAPIN) DİYORDU”
20 Temmuz 1992’de oğlu Doğan Yaman’ın Hakkari Çukurca’da vatani görevini yaparken PKK tarafından kaçırıldığını anlatan baba Abuzer Yaman da oğlundan Kızılhaç aracılığıyla mektup aldığını anlattı. Yaman, “Mektubunda (Baba sağız, bir şeyler yapın) diyordu. Askerlik Şubesi’nden Genelkurmay Başkanlığı’na, Meclis’ten Başbakanlık’a kadar her yere başvurdum. Bana (Devlet askerini kurtaracaktır) dediler. Ama hiçbir sonuç çıkmadı. Oğlumun ölüsünü görmediğim, mezarını görmediğim için umutluyum” dedi.

GÖKÇE: “EŞREF BİTLİS, (KARDEŞİNİ KURTARMAK İÇİN GEREKİRSE APO’YLA GÖRÜŞÜN) DEDİ”
20 yıldır kardeşi Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Yaşar Gökçe’den haber alamadıklarını söyleyen ağabey Yavuz Gökçe gözyaşları içinde şöyle konuştu: “24 Ağustos 1992’de kardeşim yol çevirmesinde kaçırıldı. Batman Sason’a tayini çıkalı 2 ay olmuştu. Kaçırıldığında 1 yıllık evliydi ve karısı 3 aylık hamileydi. PKK’lılar alıp kardeşimi götürmüş. Ben kardeşimden ne bir mektup aldım ne haber. Genelkurmay’a gittim, Başbakanlık’a yazdım. Başvurmadığım yer kalmadı. Dönemin Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’le görüştüm. Bana (Devlet askerinin peşini bırakmaz. Ama siz de gerekirse Apo’yla görüşün kardeşinizi kurtarın) dedi. Ama kurtaramadık. Koalisyon hükümeti döneminde Sayın Devlet Bahçeli’ye mektup yazdım. Bana gönderilen cevapta, bazı […] ifadesine göre kardeşimi kaçırıldıktan 3 gün sonra […btç] *öldürüldüğünü söyemişler. Ama kardeşim şehit kabul edilmiyor. Göremediği oğlu 20 yaşına geldi.”

* benim ek bilgilendirmem,(infz kelimesi vardı çıkardım) ırkçı söylemleri yazıdan cıkarıyorm

AHT

tarafından

1990 – 2012 PKK MİLİTANLARI TARAFINDAN ALIKONULANLAR RAPOR-İbrahim yaylalı

esirasker
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ DİYARBAKIR ŞUBESİ
1990 – 2012 PKK MİLİTANLARI TARAFINDAN ALIKONULANLAR RAPOR
24 HAZİRAN 2012 (25 Şubat 2013 tarihinde güncellenmiştir

SAVAŞ ESİRLERİ TANIMI

Savaş tutsağı ya da savaş esiri, savaş sırasında karşı tarafça yakalanan ya da hapsedilen kişidir. Dar anlamda düzenli ordu mensupları için kullanılan savaş tutsağı terimi, daha geniş bir tanımla gerillaları, düşmana karşı açıkça silaha sarılan sivilleri ve bir askeri güçle bağlantılı silahsız kişileri de kapsar. Savaş tarihinin ilk dönemlerinde, yenilen taraf savaş alanında hemen öldürülürdü. Yenilen kabile ya da halkın kadınları, çocukları ve yaşlıları genellikle benzer biçimde ortadan kaldırılır, bazen de köleleştirilirdi.

Savaş kuralları değiştikçe, tutsaklara karşı davranışlar da değişti. Düşman askerlerini köleleştirme uygulaması Avrupa’da daha ortaçağda gerilemeye yüz tuttu. Ama tutsakları fidye karşılığında serbest bırakma yöntemi yaygın olarak 17. yüzyıla değin sürdü. Sivilleri tutsak alma gereksiz bir yük ve haksız bir uygulama olarak görülmeye başlandı. Paralı asker kullanımının yaygınlaşması da tutsaklar için daha hoşgörülü bir ortam yarattı. Çünkü her savaşın galibi bir sonraki savaşta yenilebileceğini biliyordu.
16. ve 17. yüzyıl başlarında bazı Avrupalı siyaset ve hukuk felsefecileri genel olarak savaş kuralları ve tutsaklık üzerine daha insancıl yaklaşımları öne sürdüler. Savaşla anlaşmazlığı çözmek için gerekenin ötesinde can ve mal kaybından kaçınma düşüncesi giderek daha çok yandaş buldu. Tutsakları fidyesiz olarak serbest bırakmayı öngören Vestfalya Antlaşması (1648), savaş tutsaklarının köleleştirme uygulamasını sona erdiren bir dönüm noktası oldu.
Batı dünyasında 19. yüzyıl ortalarında savaş tutsaklarına ilişkin belirli ilkeler benimsendi. Ama Amerikan İç Savaşı (1861-1865) ve Fransız-Alman Savaşı’nda (1870-1871) bu ilkelere pek uyulmadı.1899’da ve 1907’de Lahey’de toplanan uluslararası konferanslar, uluslararası hukukta kısmen tanınan bir dizi düzenleme getirdi. Savaş tutsaklarının sayısının milyona vardığı I. Dünya Savaşı’nda iki taraf da birçok kez birbirini kurallara uymamakla suçladı. Savaştan hemen sonra Cenevre’de yürütülen görüşmeler 1929’da savaş tutsaklarına ilişkin bir sözleşmenin hazırlanmasıyla noktalandı. Fransa, Almanya, Birleşik Krallık, ABD ve daha birçok ülkenin imzaladığı sözleşme, Japonya ve SSCB tarafından kabul edilmedi.
II. Dünya Savaşı’nda milyonlarca kişi tutsak düştü. Avrupa ve Kuzey Afrika’da tutsaklara davranışta genellikle Cenevre Sözleşmesi’ne uyulurken, özellikle Nazi kamplarında ve Uzakdoğu’da barbarlığa varan uygulamalar görüldü. II. Dünya Savaşı’ndan sonra yine Cenevre’de imzalanan 1949 tarihli sözleşmeyle, tutsakların savaş alanının dışına çıkarılması ve kimliklerini koruyacak biçimde insanca davranış görmesi ilkeleri bir kez daha vurgulandı. Savaş tutsağı terimi milis kuvvetleri, gönüllüler, düzensiz gruplar ve direniş hareketi üyeleri ile savaş muhabirleri, sivil malzeme müteahhitleri ve işçi birimleri gibi silahlı kuvvetlere eşlik eden kişileri de kapsayacak biçimde genişletildi. Cenevre Savaş Esirleri Sözleşmesi’ne göre bir ülkenin silahlı kuvvetlerine mensup kişileri ile bir ülkenin silahlı kuvvetlerine bağlılık duyarak silaha sarılmış kişilerin, ele geçirildiklerinde tabi oldukları uluslararası sözleşmeler ile garanti altına alınmış durumdur.
Uluslararasında ya da bir devlet ile ona karşı açıkça örgütlenmiş, silahlarını açıkta taşıyan, aynı üniforma ya da işaretleri taşıyan kişilerden oluşan milisler arasındaki uluslararası ya da iç savaşlara ya da silahlı çatışmalara uygulanır ve bu çatışmalara karışan kişiler ele geçirildiklerinde savaş esirleri sayılmak durumundadırlar.
1976 yılında bu sözleşmeye eklenen iki ek protokolden ikincisi iç savaşlara ilişkindir ama bunlar terörist gruplarla savaşan statüsü ya da savaş esiri statüsü verir şekilde yorumlanamaz. Bir devlet, kendisine veya vatandaşlarına yönelik terörist eylem gerçekleştirmiş kişileri, hangi devletin vatandaşı olursa olsun yargılayabilir ve cezalandırabilir. Ancak, kendi iç hukuku ne derse desin, bunu yaparken uyması gereken evrensel nitelikli normlar vardır ki bunlar arasında insani muamele ve adil yargılanma hakkı en başta gelenlerdendir.
Cenevre Sözleşmesi’yle savaş tutsaklarına sağlanan haklar, tutsak oldukları sürece uygulanır. Tutsaklar ülkelerine iade edilebilirler ya da koruma için tarafsız bir ülkeye gönderilebilirler. Savaşın sonunda, hakkında dava açılan ya da aldıkları cezayı çekmekte olanlar dışında, bütün tutsaklar bırakılır ve gecikmeksizin ülkelerine iade edilirler.

CENEVRE SÖZLEŞMELERİ

Cenevre sözleşmeleri ya da Cenevre Konvansiyonları, İsviçre’nin Cenevre şehrinde yapılmış dört antlaşmadır. Uluslararası hukukta insan hakları üzerine yapılmış ve 1949 yılında imzalanmış önemli sözleşmelerdendir ve uluslararası olan veya olmayan çatışma durumlarında silahlı güçler ve insani yardım örgütleri tarafından uyulması beklenen standartları belirler. 1859 yılında Solferino Savaşı’nda yaşanan vahşete şahit olarak etkilenen Jean Henry Dunant’ın çabaları sonucunda oluşmuştur. Silahlı çatışma hukuku veya harp hukuku olarak da bilinen uluslararası insancıl hukukun temel kaynağıdır.
Sözleşmeler ve konuları şu şekildedir:
Birinci Cenevre Sözleşmesi; harp halindeki silahlı kuvvetlerin hasta ve yaralılarının vaziyetlerinin ıslahına ilişkin sözleşme.
İkinci Cenevre Sözleşmesi; silahlı kuvvetlerin denizdeki hasta, yaralı ve kazazedelerinin vaziyetlerinin ıslahına ilişkin sözleşme.
Üçüncü Cenevre Sözleşmesi; harp esirlerine yapılacak muameleye ilişkin sözleşme.
Dördüncü Cenevre Sözleşmesi; harp zamanında sivillerin korunmasına ilişkin sözleşme.

Ayrıca 8 Haziran1977 tarihli, 1949 Cenevre Sözleşmelerine ek; I sayılı Uluslararası Silahlı Çatışmalarda Mağdurların Korunması Protokolü ve II Sayılı Uluslararası Olmayan Silahlı Çatışmalarda Mağdurların Korunması Protokollerini de bu sözleşmelerin bir parçası olarak görmek gerekir.
Cenevre sözleşmelerinin tarihçesi:
İnsanlar arasında yapılan harp, muharip olsun veya olmasın, onları bir takım felâketlere maraz bırakır. Muharipler hastalanırlar, yaralanırlar ve harp esiri olarak düşmanın eline geçerler. Harp esnasındaki işgaller dolayısıyla sivil halk, düşman devletin nüfuz ve idaresine tâbi olmak zorunda kalırlar, vatani unsurlarla muhalif hareketlere pasif bir şekilde seyirci kalmak durumuna düşerler. Maddi zararlara, manevî ıstıraplara uğrarlar.
Harp yapanların ve yapmayanların bu türlü durumlarda uğradıkları felâket ve ıstırapları hafifletmek ve onların insanlık şeref ve haysiyetlerini korumak maksadıyla, milletlerarası alanda tedbirler alınması ve harp hukukunun böylece daha insanî bir şekle sokulması öteden beri, milletlerce gerçekleşmesi istenilen bir gaye sayılmakta idi. İlk önce, İsviçre hükümetinin teşebbüsü ile 1864 senesinde Cenevre’de milletlerarası bir konferans düzenlenerek, harp meydanlarında yaralananlara ve onlara yapılacak sıhhî yardımlara ait bir sözleşme imzalandı. “Cenevre sözleşmesi” denilen bu anlaşmaya sonradan bütün dünya devletleri iştirak etti. Aynı tarihte Cenevre’de Milletlerarası Kızılhaç müessesesi de kuruldu.
Cenevre sözleşmesinin uygulaması sırasında görülmüş olan boşlukları doldurmak ve tecrübelerin gerekli gösterdiği değişiklikleri yapmak maksadıyla yine İsviçre Hükümetinin teşebbüsü üzerine 1906’da yeni bir diplomatik konferans toplandı. Bu konferans sonunda ve 6 Temmuz 1906’da imzalanan sözleşme, eski sözleşmenin yerine geçti.
1929’da Cenevre’de toplanan üçüncü bir diplomatik konferans, 1906 sözleşmesinde yeni şartların gerektirdiği değişiklikleri yaptı. İkinci Dünya Savaşı, bu sözleşmenin de değişikliğe muhtaç olduğunu meydana koymuş bulunduğundan, daha önce başlamış olan hazırlıkların tamamlanması üzerine, tekrar İsviçre Hükümetinin teşebbüsü ile Cenevre’de yeni bir diplomatik konferans toplandı. 21 Nisan 1949 da çalışmalarına başlayan konferans, 12 Ağustos 1949’da yukarıda işaret ettiğimiz dört sözleşmenin imzalanmasıyla ve tam bir başarı ile sona erdi.
9 Aralık 1949’da bütün dünya devletleri tarafından imzalanmış bulunan ve iki tasdik vesikasının düzenlenmesinden altı ay sonra yürürlüğe girecek olan Cenevre sözleşmeleri, bugünkü savaş hukukunun temellerini teşkil etmektedir.
TÜRKİYE’DE ÇATIŞMALI SÜREÇ ve PKK’NİN ALIKOYMA EYLEMLERİ:

Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yaşanan çatışmalı süreç 1984 yılında başladı. Kürdistan İşçi Partisi (Partîya Karkerên Kurdistan-PKK) adıyla 1978 yılında kurulan hareket, 12 Eylül askeri darbesinin etkisinin halen hissedildiği bir ortamda ülkenin doğusunda Ağustos 1984 tarihinde Eruh ve Şemdinli ilçelerine düzenlediği silahlı eylemle gerilla tarzı çatışmalı süreci başlatmış oldu.
Bu hareketin silahlı mücadeleye başlamasıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölgedeki askeri etkinliği de artmaya başladı. Devlet tarafından terörist bir hareket olarak görülen PKK, bu yaklaşım nedeniyle hiçbir zaman uluslararası sözleşmeler ve kurallara tabi tutulmadı. İHD olarak daha önce hazırladığımız Kimyasal Silah Kullanımı Raporu ve Toplu Mezarlar Raporu’nda da görüleceği üzere, bölgede baş gösteren çatışmalı süreçte devlet hiçbir savaş hukukunu tanımadı. Tabi bu durum insan hakları örgütlerinin yakın takibine alındı. Bölgede yaşanan ölümlü olaylar ve hak ihlalleri, her fırsatta kamuoyunun gündemine getirilerek duyarlılık yaratılmaya çalışıldı.
Türkiye Devleti’nin aksine çatışmaların diğer tarafı olan PKK, her fırsatta uluslar arası anlaşmalar ve savaş hukukuna bağlı olduğunu deklere etti. Hatta uluslar arası çapta bazı sözleşmeleri de resmen imzaladı. PKK’nin taraf olduğunu ilan ettiği sözleşmelerden biri de Cenevre Sözleşmesi’dir. Her ne kadar resmen tanınan bir taraf olmasa da PKK, sürekli olarak Savaş Esirlerinin Korunması ilkelerini uyguladığını açıklamıştır.
Hazırladığımız bu rapor, bugüne kadar üzerinde durulmayan, ciddi bir araştırılmaya tabi tutulmayan bir konudur. 90’lı yıllardan günümüze sürekli olarak kamuoyu gündemine gelse de bugüne kadar üzerinde kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır. Sürekli olarak kamuoyunda bilinen belli bazı alıkoyma olayları gündeme getirilirken, PKK’nin 22 yıl içerisinde kaç kişiyi alıkoyduğu ve bunların akıbeti konusunda net bir bilgimiz bulunmamaktadır. Yaptığımız bu araştırma raporuyla kamuoyuna bu konuda daha açık ve güvenilir bilgiler sunmayı hedefledik. Bu nedenle bizim açımızdan önemli bir rapordur. Ayrıca bu araştırmayla her ne kadar devlet tarafından taraf olarak tanınmasa da, PKK’nin savaş hukukunu işletip işletmediği konusunda fikir edinmeyi amaçladık. Ulaştığımız önemli bir sonuç da buydu. Gerek, güvenlik güçleri olsun, gerekse devletin diğer birimleri veya yabancı uyruklu turistler olsun, her alıkonulan kişinin bir süre sonra serbest bırakıldığını görmekteyiz. Bu da biz insan hakları savunucularını sevindiren bir husustur.
PKK’nin Alıkoyma Eylemleri:

Son günlerde özellikle 2011 ve 2012 yılları içerisinde PKK militanları tarafından alıkonulanlar, gündemdeki yerini korurken, PKK’nin elinde halen 5 asker, 1 polis, 1 kaymakam, 1 siyasetçi bulunuyor. 1998 yılından sonra alıkoyma eylemlerine uzun süre ara veren PKK, 2000’li yıllarda çok kapsamlı olmasa da bu tür eylemler gerçekleştirmiştir. Ancak PKK’nin alıkoyma eylemlerinin gündeme geldiği dönem ise son bir buçuk yıllık süreç oldu. Geçtiğimiz yıl aralarında asker, polis ve kaymakamın da olduğu devlet görevlilerinin yol kontrolleri sırasında alıkonmaları, kamuoyunda ciddi yankı yaratırken, içinde bulunduğumuz 2012 yılında da bu tarz eylemler devam etmiştir.

Ancak, gerçekleşen bu alıkoyma eylemleri kamuoyunda geniş yankı yaratırken, devlet yetkilileri, yapılan tüm çağrılara rağmen, alıkonulanların bırakılması konusundaki duyarsızlığını korudu. Nitekim, daha önce 2007 yılında Hakkari’de Dağlıca (Oremar) Taburu’na yönelik gerçekleştirilen eylemde alıkonulan 8 asker için dönemin Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in “keşke ölselerdi” şeklindeki beyanı, hem Genelkurmay’ın, hem de bir bütün olarak devlet yetkililerinin görüşünü yansıtır niteliktedir. Bu duyarsızlık, kamuoyunda tepkilere neden olurken, alıkonulanların aileleri de bu duyarsızlığa tepki göstermiştir.

RAPORUN DEĞERLENDİRMESİ VE ANALİZ:

Raporumuzda 1990 yılından günümüze gerçekleşen PKK’nin alıkoyma eylemleri ayrıntılı bir şekilde yer alıyor.

Rapora göre gerçekleşen alıkoyma eylemlerinde güvenlik güçlerine yönelik yapılanlar ön plana çıkıyor. Bu eylemlerin ilki 5 Ağustos 1991 tarihinde gerçekleşti. Hakkari’nin Şemdinli İlçesi Samanlı Jandarma Karakolu’na baskın düzenleyen PKK’liler, eylem sonrası 7 askeri alıkoydu. Askerler alıkonulduktan 43 gün sonra Zagros Dağları’nda kendilerini görüntüleyen bir grup gazeteciye teslim edilerek serbest bırakıldı.

Son olarak 9 Temmuz 2011 tarihinde Diyarbakır’ın Lice İlçesi yakınlarında Diyarbakır- Bingöl Karayolu’nun 65. kilometresinde gerçekleşen eylemde HPG’liler bir süre kimlik kontrolü yaptıktan sonra Lice 2. Mekanizma Tugay Komutanlığı’nda görev yapan Astsubay Abdullah Söpçeler, Uzman Çavuş Zihni Koç ve Bingöl’ün Genç ilçesinde çalışan Sağlık Memuru Aytekin Turhan Uz’u alıkoydu.

Alıkonulanlardan Sağlık Memuru Aytekin Turhan Uz 16 Eylül 2011 tarihinde serbest bırakılırken, iki asker halen PKK’nin elinde bulunuyor. Yine 12 Ağustos 2011 tarihinde Diyarbakır Muş Karayolu’nda alıkonulan Kaymakam adayı Kenan Erenoğlu, 9 Eylül 2011 tarihinde Van’ın Çatak İlçesi’nde alıkonulan polis memuru Nadir Özgen, 1 Ekim 2011 tarihinde Şırnak merkezde alıkonulan Uzman Çavuş Kemal Ekinci, 6 Ağustos 2012 tarihinde Diyarbakır’ın Lice İlçesi yakınlarında alıkonulan 3 asker halen PKK’lilerin elinde.

Raporumuzda yer alan verilere göre, PKK’nin gerçekleştirdiği en önemli alıkoyma eylemlerinin arasında turistlere yönelik eylemler geliyor. İlki 1991 yılında gerçekleşen ve 15 Alman turistin alıkonulduğu eylem o dönem dünya kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı.

Özellikle Avrupa ülkelerinde büyük etki yaratan bu alıkoymalar, Kürt sorununun kısa sürede dünya ülkelerinde tartışılmaya başlamasına neden olmuştu. Bu arada PKK’nin serbest bıraktığı bazı turistlerin serbest bırakıldıktan sonra devlet tarafından haklarında dava açılarak, yargılanmaları da dikkat çeken bir olgu oldu. Her ne kadar turistik geziler amacıyla bölgede bulundukları belirtilse de alıkonulan çoğu turist ajanlıkla suçlandı.

Raporda, yine çoğu askeri inşaatlarda çalışan veya baraj, yol ve orman alanında çalışan işçilerin de yoğun bir şekilde alıkonulduğu görülüyor. Yine 2011 yılında 12 öğretmenin alıkonulmasıyla devlet memurlarına yönelik eylemler de dikkat çekerken, zaman zaman PKK’ye yönelik çeşitli tutumları nedeniyle sivil vatandaşların da alıkonulduğu göze çarpıyor.

Ancak bu alıkoyma eylemlerinde yine en önemlilerinden biri siyasetçilere yönelik yapılanlar olduğu görülüyor. Son olarak AKP’li il ve ilçe başkanlarını alıkoyan PKK’nin buna benzer eylemleri 90’lı yıllarda yoğun bir şekilde gerçekleştirdiği görülüyor.

PKK’NİN ALIKOYMA EYLEMLERİ İSTATİSTİKLERİ

ALIKONULANLAR

1990-2010

2011-2012

TOPLAM

Asker

54

10

64

Polis

2

1

3

Korucu

9

23

32

Memur

12

39

51

İşçi

26

68

94

Siyasetçi

10

5

15

Turist

37

1

38

Gazeteci

2

2

Sivil

11

25

36

TOPLAM

163

172

335

EYLEM SAYISI

48

62

110

PKK’NİN ALIKOYMA EYLEMLERİ AYRINTILI VERİLER

*01 Nisan 1990 tarihinde Şırnak’ta bulunan Türkiye Kömür İşletmesi’ne baskın düzenleyen PKK militanları, Reşit Çapar, Kılar Üstün, Naim Batman, İsmail Gülgen ve Hakim Çakan ile isimleri öğrenilemeyen iki işçiyi yanlarına alarak bölgeden uzaklaştı.

7 işçinin daha sonra serbest bırakıldığı öğrenildi.

*01 Ağustos 1991 tarihinde Bitlis’in Tatvan İlçesi sınırları içerisinde bulunan Nemrut Dağı Krater Gölü’ne gezi amaçlı geden 15 Alman turist PKK militanları olduğu ileri sürülen 2 kişi tarafından alıkonuldu. Turistlerin konakladığı kampa baskın yapan militanların turistlerden Alman uyruklu olan 15 kişiyi ayırarak yanlarına alarak olay yerinden uzaklaştı.

15 turistten 5’i kendi imkanları ile kurtulmayı başarırken, geri kalan 10 turist de alıkonulduktan 9 gün sonra militanlar tarafından serbest bırakıldı.

*05 Ağustos 1991 tarihinde Hakkari’nin Şemdinli İlçesi Samanlı Jandarma Karakolu’na baskın düzenleyen PKK militanları eylem sonrası 7 askeri alıkoydu.

Askerler Mehmet Çiçek, İbrahim Doğan, Hüseyin Ören, Vahit Çiftçi, M. Ali Öz, İdris Şahin ve İbrahim Kubatoğlu, 18 Ekim 1991 tarihinde götürüldükleri Zagros Dağları’nda kendilerini görüntülemek isteyen bir grup gazeteciye teslim edilerek serbest bırakıldı.

*Ağustos 1991 tarihinde Türkiye’nin Irak’ın kuzeyine düzenlediği ilk sınır ötesi operasyonda meydana gelen bir çatışmada Adıyamanlı er Nurettin Demir PKK militanları tarafından esir alındı.

Nurettin Demir, 19 Ekim 1991 tarihinde daha önce Hakkari’nin Şemdinli İlçesi Samanlı Karakolu’nda esir alınan 7 askerler birlikte serbest bırakıldı.

*31 Ağustos 1991 tarihinde Bingöl-Erzurum Karayolunun Karlıova İlçesi yakınlarında yol kesme eylemi yapan PKK militanları durdurdukları araçta bulunan 5 turisti alıkoydu. Karlıova İlçesi sınırlarındaki Şerafettin Dağları’na çıkarak güneşin doğuşunu izlemek isteyen turistler ABD’li Ronald Eldon W. Yatt, Marvin T. Wilson, Allen S. Roberts, İngiliz Fareth Jones Thomas ve Avusturyalı Richard M. Rivers’in yolunu Elmalı Köyü yakınlarında kesen militanlar, 5 turisti yanlarına alarak olay yerinden uzaklaştı.

Alıkonulan 5 turist 20 Eylül 1991 tarihinde serbest bırakıldı.

*16 Eylül 1991 tarihinde Bitlis’in Mutki İlçesi Çaygeçit mevkiinde Meydan Köyü’ne giden bir minibüsü durduran PKK militanı Astsubay Ömer Doğan ile köy korucuları Muzaffer Soyugüzel, Cevat Alkış ve Hüsamettin Demir’i alıkoydu.

*25 Ekim 1991 tarihinde Hakkari’nin Çınarlı ve Çayırlı köyleri arasındaki jandarma karakoluna baskın düzenleyen PKK militanları eylem sonrası jandarma erler Şenol Oral, Şeref Önder ve Eyüp Kabataş’ı alıkoydu.

Alıkonulan 3 asker, 20 Nisan 1992 tarihinde aralarında gazeteciler ve Kızılhaç Irak Temsilcilerinden Shilip Hochstrasse’nin de bulunduğu Kızılhaç ekibine teslim edilerek serbest bırakıldı.

*27 Ekim 1991 tarihinde Siirt’in Pervari İlçesi Okçular Köyü karakoluna baskın düzenleyen PKK militanları, eylem sonrası jandarma er Kemal Özgenç’i yanlarına alarak olay yerinden uzaklaştı.

Kemal Özgenç, 20 Nisan 1992 tarihinde aralarında gazeteciler ve Kızılhaç Irak Temsilcilerinden Shilip Hochstrasse’nin de bulunduğu Kızılhaç ekibine teslim edilerek serbest bırakıldı.

*20 Kasım 1991 tarihinde Şırnak’ın Balveren Beldesi Milli Jandarma Karakolu Komutanı olan Astsubay Yener Soylu, bir kahvehanede oturduğu sırada PKK militanı olduğu belirtilen 3 kişi tarafından alıkonuldu.

Yener Soylu, 20 Nisan 1992 tarihinde aralarında gazeteciler ve Kızılhaç Irak Temsilcilerinden Shilip Hochstrasse’nin de bulunduğu Kızılhaç ekibine teslim edilerek serbest bırakıldı.

*25 Aralık 1991 Şırnak’ın Cudi Dağı eteklerinde bulunan Dereler Jandarma Bölük Komutanlığı’na yönelik bir eylem düzenleyen PKK Militanları, eylem sonrası henüz birliğe yeni atanan Asteğmen Kadir Yüksel’i de yanlarına alarak olay bölgesinden uzaklaştı.

Asteğmen Yüksel, 20 Nisan 1992 tarihinde aralarında gazeteciler ve Kızılhaç Irak Temsilcilerinden Shilip Hochstrasse’nin de bulunduğu Kızılhaç ekibine teslim edilerek serbest bırakıldı.

*1992 yılında Van-Tatvan Karayolu’nun Sapur mevkiinde yol kesen bir grup PKK militanı, 50 aracı durdurup kimlik kontrolü yaptı. Yolcular arasında bulunan bir astsubay, 2 er ve 1 imam militanlar tarafından alıkonuldu.

Askerler daha sonra ailelerine teslim edildi.

*02 Aralık 1992 İzin için gittikleri İstanbul’dan bir otobüs firmasıyla Siirt’te dönen Siirt Orduevi’nde görevli erler Üzeyir Mahmut Orhan ve Şeref Karaman Diyarbakır Silvan arasında yol kesme eylemi yapan PKK militanları tarafından alıkonuldu. Aynı eylemde Bitlis’ten Antalya’daki birliğine gitmekte olan Cemal Alagöz aldı asker de militanlar tarafından alıkonuldu.

Alıkonulan 3 asker aylar sonra Diyarbakır kırsalındaki PKK kampına giden iki gazeteciye teslim edilerek serbest bırakıldı.

*Mayıs 1993 tarihinde Şırnak’ın Güçlükonak İlçesi’ne bağlı Damlarca Köyü yakınlarında 16 işçi PKK militanları tarafından alıkonuldu.

İsmet Tekbaş, Yasin Enci, Kazım Yakınbaş, Abidin Aslan, Mustafa Demir, Mehmet Aslan, Fevzi Elma, Hapri Taşkın, Sertip Enel, Ali Aktaş, Adnan Barin, Murat Yakınbaş, Hüsnü Hüsnüoğlu, Kenan Kuzucu, Nurullah Erten ve Resul Özer adlı işçiler 31 Mayıs 1993 tarihinde serbest bırakıldı.

*Temmuz 1993 tarihinde Bitlis’in Tatvan İlçesi yakınlarında İngiliz turistler Tania Miller ve David Rowbottom yol kontrolü yapan PKK militanları tarafından alıkonuldu.

Turistler daha sonra serbest bırakıldı.

*24 Temmuz 1993 tarihinde Tatvan-Van Karayolu Korkulu mevkiinde yol kontrolü yapan PKK militanları durdurdukları araçların birinde bulunan Fransız turistler Michael Coudraz, Pierre Fix, Robert Abodin ve Fernand Haron ile isimleri öğrenilemeyen bir asker ve bir polisi yanlarına alarak uzaklaştı.

4 Fransız turist, 9 Ağustos 1993 tarihinde serbest bırakıldı.

*15 Ağustos 1993 tarihinde Kars Ağrı illeri arasında Alman turistler Albrecht Christoph Lehman ve Henry Butler ile Yeni Zelandalı turist Paul Thomson PKK militanları tarafından alıkonuldu.

Turistler daha sonra serbest bırakıldı.

*18 Ağustos 1993 tarihinde Batman’ın Kozluk ilçesi yakınlarında gece saat 23.00 sıralarında yol kesen PKK militanları, Van’dan Mersin’e giden bir yolcu otobüsünü durdurdu. Kimlik kontrolü yapan PKK’liler, minibüste bulanan ikisi uzman çavuş 13 askeri alıkoydu. Askerler daha sonra ailelerine teslim edildi.

*Eylül 1993 tarihinde DYP Tunceli İl Başkanı Veli Yeşil PKK militanları tarafından alıkonuldu.

PKK’liler tarafından uzun süre kampta tutulan ve sorgulanan Yeşil, Ekim 1993 tarihinde serbest bırakıldı.

*09 Ekim 1993 tarihinde Erzincan-Erzurum Karayolu’nda yol kontrolü yapan PKK militanları, ABD’li Colin Patrick Starger ile Yeni Zelanda vatandaşı Douglas Ellis adlı turistleri alıkoydu.

İki turist 17 Kasım 1993 tarihinde serbest bırakıldı.

*17 Ekim 1993 tarihinde SHP Diyarbakır İl Başkanı Hayati Kahraman, PKK militanları tarafından evine yapılan baskın sonucu alıkonuldu.

Kahraman, 17 gün boyunca alıkonulduktan sonra 4 Kasım 1993 tarihinde serbest bırakıldı.

*17 Ekim 1993 tarihinde Erzurum’un Tekman İlçesi Belediye Başkanı İhsan Gök, PKK militanları tarafından evine yapılan baskın sonucu alıkonuldu.

Gök, 15 Kasım 1993 tarihinde serbest bırakıldı.

*17 Ekim 1993 tarihinde Iğdır’ın Aralık İlçesi’ne bağlı Hasanhan Köyü yakınlarında yol kesen PKK militanları, Nahçıvan Sınır Kapısı’nda görevli gümrük muhafaza memurları Muzaffer Yalçın, Bahattin Dubaş, Fethi Taşkan, Hikmet Solak, A. Rıza Bozan, Özcan Rüzgar, Ahmet Özden, Aralık PTT Memuru Rabil Turan, Aralık Mal Müdürlüğü memuru İsmet Tekin ve kuyumcu Abbas Çöllü ile isimleri öğrenilemeyen iki vatandaşı alıkoydu.

Alıkonulan vatandaşlar daha sonra serbest bırakıldı.

*28 Ekim 1993 tarihinde Erzurum’un Hınıs İlçesi SHP’li Belediye Başkanı Cafer Eren PKK militanları tarafından alıkonuldu.

Eren, Kasım 1993 tarihinde serbest bırakıldı.

*02 Kasım 1993 tarihinde Erzurum’un Karayazı İlçesi DYP’li Belediye Başkanı Celal Şaka, evine gelen PKK militanları tarafından alıkonuldu.

Celal Şaka, kaçırıldıktan birkaç gün sonra serbest bırakıldı.

*03 Kasım 1993 tarihinde Erzurum’un Karaçoban İlçesi ANAP’lı Belediye Başkanı Tacettin Aslan ile Hınıs İlçesi’ne bağlı Halilçavuş Beldesi’nin DYP’li Belediye Başkanı Kemal Peker PKK militanları tarafından alıkonuldu.

Alıkonulan 2 Belediye başkanı daha sonra serbest bırakıldı.

*Şubat 1994 Siirt’in Gökçebağ Beldesi DYP’li Belediye Başkanı Bedrettin Çiçek, PKK militanları tarafından alıkonuldu.

Çiçek, 28 Mart 1994 tarihinde serbest bırakıldı.

*Eylül 1994 tarihinde Şırnak’ın Uludere İlçesi Kel Mehmet Dağı’nda meydana gelen çatışmada sol gözünden yaralanan Asteğmen Mustafa Özülker, çatışma sonrası PKK militanları tarafından alıkonuldu.

Asteğmen Özülker, uzun süre PKK kamplarında kaldıktan sonra tedavisinin yapılması için örgüt tarafından Hollanda’ya gönderildi.

*Aralık 1994 tarihinde Hakkâri’nin Şemdinli ilçesindeki Ortaklar Karakolu’na yaralanan İbrahim Yaylalı adlı asker, askeri birlikle irtibatı kaybetti. Uludere’ye bağlı bir köye gitmekte olan yaralı askeri bir mağarada PKK militanlarına esir düştü.

Yaylalı, iki yıl sonra 8 Aralık 1996 tarihinde Refah Partisi (RP) milletvekili ve sivil toplum örgütlerinden oluşan bir heyete teslim edilerek serbest bırakıldı. Yaylalı, Türkiye’ye döndükten sonra “Örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine konuldu.

*31 Mart 1995 tarihinde Ajans France Presse (AFP) Muhabiri Kadri Gürsel ile Reuters’in foto muhabiri Fatih Sarıbaş, Mardin’in Nusaybin İlçesi yakınlarında PKK militanları tarafından alıkonuldu. Gürsel ve Sarıbaş, 26 Nisan 1995 tarihinde serbest bırakıldı.

*Mart 1995 tarihinde DYP Hakkari Milletvekili Mustafa Zeydan’ın damadı Hamza Kesici seyahat için gittiği İran’ın Urmiye kentinde PKK militanları tarafından alıkonuldu.

Kesici, Nisan 1995 tarihinde serbest bırakıldı.

*14 Haziran 1995 Hakkâri’nin Semdinli İlçesi’ne bağlı Ortaklar Jandarma Karakolu’na baskın düzenleyen PKK militanları, çatışma sonrası 5 askeri esir aldı. Erlerin isimler şunlar; İsmail Başaran, Tuncay Kavaklıoğlu, Ramazan Çelik, Mehmet Sıkılgan, Hakan Pusat.

Askerden İsmail Başaran ve Mehmet Sıkılgan Ağustos 1996 tarihinde serbest bırakılırken, Ramazan Çelik, Tuncay Kavaklıoğlu, Hakan Pusat ise 8 Aralık 1996 tarihinde Zeli Kampı’na giden RP Milletvekili Fethullah Erbaş ile aralarında İHD ve MAZLUMDER’in de bulunduğu sivil örgütlerden oluşan bir heyete teslim edilerek serbest bırakıldı.

*04 Temmuz 1995 tarihinde Hakkari’nin Şemdinli İlçesi Aşağı Kayalar meydana gelen bir çatışmada Jandarma Çavuş Tevfik Öztürk, PKK militanları tarafından esir alındı.

Tevfik Öztürk 8 Aralık 1996 tarihinde Refah Partisi (RP) milletvekili ve sivil toplum örgütlerinden oluşan bir heyete teslim edilerek serbest bırakıldı.

*Sedat Ağca adlı asker (1995 yılında PKK tarafından alıkonulduğuna ve 8 Aralık 1996 tarihinde RP Milletvekili Fethullah Erbaş ve insan hakları kuruluşlarından oluşan heyete teslim edildiğine yönelik birçok kaynakta bilgi var ancak, olay tarihi ve yerine ilişkin yeterli bilgiye ulaşılamadı)

*Kasım 1995 Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde öğretmenlik yapan Edebiyat Öğretmeni Köksal Gümüş ile Beden Eğitimi öğretmenleri Kadri Tursun ve Hakan Güler, PKK militanları tarafından alıkonuldu.

Öğretmenler daha sonra serbest bırakıldı.

*23 Eylül 1996 tarihinde Bingöl’de yol kontrolü yapan PKK militanları, durdurdukları bir otobüste, Polonya asıllı ABD vatandaşı Christopher Mrozowski, Polonyalı Magdalena Glowacka ile bir İranlı turisti alıkoydu.

Alıkonulan 3 turist 27 Eylül 1996 tarihinde serbest bırakıldı. Ancak serbest bırakılan turistler bu kez güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınarak tutuklandı. Turistler hakkında “örgüte yardım ve yataklık etmek” suçlamasıyla dava açıldı.

*1996 tarihinde Van’ın Özalp İlçesi kırsalında meydana gelen bir çatışmada Tokatlı er Alaattin Sürer, PKK militanları tarafından alıkonuldu.

Er Sürer, bir süre sonra serbest bırakıldı.

*05 Ağustos 1998 tarihinde Van-Bahçesaray karayolunu kesen PKK militanları, ANAP’lı Bahçesaray Belediye Başkanı Naci Orhan’ı yanlarına alarak alıkoydu.

Belediye Başkanı Orhan, 10 Ağustos 1998 tarihinde serbest bırakıldı.

*Ekim 1999 tarihinde Hakkari’nin Çukurca İlçesi Uzundere bölgesinde 6 korucu PKK militanları tarafından alıkonuldu.

6 korucu 11 Aralık 1999 tarihinde serbest bırakıldı.

*18 Temmuz 2005 tarihinde Erzincan karayolunu akşam saatlerinde kesen HGP militanı araçları durdurarak kimlik kontrolü yaptı. Kontrol sırasında izne giden sivil kıyafetli jandarma komando er Coşkun Kırandi’yi alıkoydu. Kırandi, 4 Ağustos 2005 tarihinde Dersim’in Kutu Deresi bölgesindeki Güleç Köyü kırsalında kendisini almaya giden sivil heyete teslim edildi. Kırandi’yi teslim alan İHD Bölge Temsilcisi Mihdi Perinçek, dönemin İHD Diyarbakır Şube Başkanı Selahattin Demirtas, Dersim Belediyesi İl Encümeni Özgür Söylemez, sanatçı Ferhat Tunç, gazeteci Umur Hozatlı ile erin teslim edilişini izleyen Doğan Haber Ajansı (DHA) ve Reuters Haber Ajansı muhabiri Ferit Demir, Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Haydar Toprakçi, Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Rüştü Demirkaya hakkında “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

*9 Ekim 2005 tarihinde Şırnak’ın İdil İlçesi’nde yol kesen bir grup HPG militanı, polis Hakan Açıl’ı alıkoydu. Açıl, 110 gün sonra 27 Ocak 2006’da Federal Kürdistan Bölgesi Zaxo kenti yakınlarında İHD ve MAZLUMDER heyeti ile birlikte gelen babası Muammer Açıl’a teslim edildi.

*27 Temmuz 2005 tarihinde Bingöl Yayladere İlçesi AK Parti’li Belediye Başkanı Haşim Akyürek Çalıkağıl Köyü’nde kimliği belirsiz kişilerce kaçırıldı. Akyürek’in makam aracına bindirilerek uzaklaştırıldıktan sonra aracın terk edildiği öğrenildi. Akyürek’i kaçıranların HPG militanları olduğu öğrenildi.
Akyürek, 01 Ağustos 2005 tarihinde serbest bırakıldı.
*13 Aralık 2005 tarihinde Batman’ın Beşiri ile Kozluk ilçeleri arasında Eski ANAP Milletvekili Burhan İsen’in yeğenleri olan Yunus İsen ve Maşuk İsen, HPG’li oldukları ileri sürülen kişiler tarafından alıkonuldu.
Alıkonulan 2 kişi 15 Aralık günü serbest bırakıldı.
*21 Haziran 2006 tarihinde Elazığ’ın Arıcak İlçesi Bükardi Beldesi yakınlarında Ayyıldızlar Şirketi’nde operatör olarak çalışan Yaşar İmam Hüseyin Polat ile 2 şirket çalışanı silahlı bir grup tarafından alıkonuldu. 3 kişinin HPG militanları tarafından alıkonulduğu öğrenildi.
Polat ve beraberindeki iki kişi 25 Haziran 2006 tarihinde serbest bırakıldı.
*21 Mayıs 2007 tarihinde Bingöl’ün Yayladere İlçesi’ne bağlı Korlu Köyü’nde Sıraç Erdin (47) ile Vedat Kınanç’ın (29) orman kesimi yaparken bir grup HPG’li tarafından alıkonuldu.
Alıkonulan iki kişi 28 Mayıs 2007 tarihinde Yayladere İlçesi Güneşli Köyü kırsalında serbest bırakıldı.
*22 Ekim 2007 tarihinde HPG’liler, Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’ne bağlı Dağlıca (Oremar) Taburu’na düzenledikleri baskının ardından 8 askeri alıkoydu. PKK, 8 askeri, Federal Kürdistan Bölge Hükümeti İçişleri Bakanı Hacı Mahmut Osman, Uluslararası Tolerans Başkanı Kerim Sincari ile kapatılan DTP’nin milletvekilleri Osman Özçelik, Aysel Tuğluk ve Fatma Kurtulan’dan oluşan heyetle imzalanan protokolle 4 Kasım’da teslim etti. 8 asker serbest bırakıldıktan sonra Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca sorgulandı. 8 asker, “Suçun vasıf ve mahiyeti askeri disiplini aşırı derecede sarsmış olması, büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar suçunun işlendiğini gösteren kuvvetli delilerin bulunması ve izinsiz olarak başka ülkenin topraklarına geçmek” şeklinde iddialar ile 12 Kasım’da tutuklandı.

*08 Temmuz 2008 tarihinde Ağrı Dağı’nda 3 Alman dağcı, HPG militanları tarafından alıkonuldu. Ağrı Dağı’nda alıkonulan Helmut Johann, Martin Georpe ile Lars Holper Reime adındaki 3 Alman dağcı 20 Temmuz 2008 tarihinde serbest bırakıldılar.

*19 Eylül 2008 tarihinde Tunceli’nin Nazimiye İlçesi kırsalında karakollara yemek servisi yapan Abdulmutalip Açıkgöz ile arkadaşı Burhan Arslan’ın HPG’liler tarafından alıkonulduğu öğerenildi.

Alıkonulan iki vatandaş 2 Ekim 2008 tarihinde serbest bırakıldılar

* 12 Ekim 2008 tarihinde Tunceli’nun Pülümür İlçesi Kırklar köyünden ilçe merkezine dönen 18 yaşındaki Merdan Ovalıoğlu ile bir maden şirketinin sahibi Erkan Meriçli adıl vatandaşlar HPG militanları olduğu belirtilen kişiler tarafından alıkonuldu.

-Alıkonulanlardan Erkan Meriçli daha sonra serbest bırakıldı.

-Merdan Ovalıoğlu ise alıkonulmasından 7 ay sonra serbest bırakıldı.

*14 Temmuz 2011 tarihinde Dersim-Ovacık karayolunda bir karakol inşaatında çalıştıkları ileri sürülen Mustafa Arıkan ve Murat Keskin adlı işçiler, HPG militanları tarafından alıkonuldu. Alıkonulan 2 işçi 19 Temmuz günü serbest bırakıldı.

*09 Temmuz 2011 tarihinde Diyarbakır’ın Lice ilçesinin Ziyaret köyünde HPG’liler yol kesti. Diyarbakır-Bingöl Karayolu’nun 65. kilometresinde gerçekleşen eylemde HPG’lilerin bir süre kimlik kontrolü yaptığı belirtildi. Lice 2. Mekanizma Tugay Komutanlığı’nda görev yapan Astsubay Abdullah Söpçeler, Uzman Çavuş Zihni Koç ve Bingöl’ün Genç ilçesinde çalışan Sağlık Memuru Aytekin Turhan Uz, militanlar tarafından alıkonuldu.

Alıkonulanlardan Sağlık Memuru Aytekin Turhan Uz 16 Eylül 2011 tarihinde serbest bırakıldı.

*07 Ağustos 2011 tarihinde Bingöl’ün tanınmış işadamlarından Abdullah Tuz, Adaklı İlçesi’ne bağlı Ferez Köyü’nde silahlı bir grup tarafından kaçırıldı. Alınan bilgilere göre, Karacehennem ormanları bölgesinde villa tipi ev yaptıran işadamı Abdullah Tuz, lüks otomobiliyle villa inşaatına giderken silahlı bir grup tarafından kaçırıldı.

Abdullah Tuz, 9 Ağustos 2011 tarihinde serbest bırakıldı.

*9 Ağustos 2011 tarihinde Bingöl’ün Karlıova İlçesi’ne 25 kilometre uzaklıkta bulunan Derinçay Köyü yakınlarındaki Derinçay Deresi üzerinde kurulan özel bir şirkete ait HES şantiyesinin gece saat 23.00 sıralarında bir grup HPG’li tarafından basıldığı ileri sürüldü. Şantiyede iş makineleri ateşe verildikten sonra iş makinesi operatörleri Mehmet Akif Uslu, Mehmet Uslu ile şantiye bekçisi Emrah Avlı’nın alıkonulduğu öğrenildi.

Alıkonulan işçiler 27 Ağustos 2011 tarihinde serbest bırakıldı.

*12 Ağustos 2011 tarihinde Diyarbakır Muş Karayolu’nda Muş ve Diyarbakır yönlerinden gelen otomobilleri durduran HPG’lilerin yolcuları indirerek kimlik kontrolü yaptı. Yaklaşık 40-50 aracın birikmesi üzerine propaganda yaptıkları kaydedilen HPG’lilerin, Muş Valiliği’nde Kaymakam adayı olan Kenan Erenoğlu ve Mardin’de 7 aylık asker olan ve Muş’un Bulanık İlçesi Gümüşpınar Köyü’ne ailesini ziyarete gitmek için Diyarbakır’dan otobüse binen Aykut Çelik’i alıkoydu.

Alıkonulanlardan Er Aykut Çelik 19 Eylül 2011 tarihinde serbest bırakıldı.

*13 Ağustos 2011 tarihinde Hakkari’nin Şemdinli İlçesi’ne bağlı Ortaklar (Bêsusin) Köyü’nün Sılo yaylasında konumlanan askeri birliğe malzeme taşıyan bir araç ateşe verildi. Askeri birliğe ulaşmadan ateşe verilen transit tipi aracın sahibi Erhan İnan’ın da militanlar tarafından alıkonuldu.

Erhan İnan daha sonra serbest bırakıldı.

*22 Ağustos 2011 tarihinde Bitlis’in Tatvan İlçesi’nde, baz istasyonlarının bulunduğu tepede bakım çalışması yürüten 5 kişi HPG’liler tarafından alıkonuldu.

-Alıkonulan 5 işçiden Mehmet Barak ve Adnan Başak adındaki 2 kişi 25 Ağustos günü serbest bırakıldı.

-Alıkonulan işçilerden geri kalan İhsan Danışman, Niyazi Turgut ve Cezayir Karaca adındaki GSM şirketleri çalışanı işçiler de 10 Eylül günü serbest bırakıldı.

*07 Eylül 2011 tarihinde Şırnak’ın Beytüşşebap İlçesi’nde aralarında Mamxura Aşireti’ne mensup korucuların da bulunduğu 4 kişi, katıldıkları düğün dönüşü Mezra Beldesi’nde HPG’lilerce alıkonuldu. Söz konusu kişilerin AKP’li Mezra Belde Belediye Başkanı Hüsnü Timur’un akrabaları olduğu belirtildi.

Alıkonulan korucular Mahmut Yalçın, Mehmet Ali Kahraman, Saffet Timur ve Nesim Timur 2 Ekim 2011 tarihinde serbest bırakıldı.

*09 Eylül 2011 tarihinde Siirt’in Şirvan İlçesi yolu üzerindeki Tawan mevkiinde bulunan özel bir şirkete ait baraj şantiyesine baskın düzenleyen HPG’liler 8 işçiyi alıkoyarak yanlarında götürdü. Eylemin ardından 4 işçi serbest bırakılırken, Hacı Kozludereli (Maraş-Pazarcıklı), Ali Çatak (Maraş-Pazarcıklı), Doğan Dönekli (Maraş-Pazarcıklı) ve Doğan Kaz (Maraş-Ekinözülü) isimli işçiler de 2 Ekim 2011 tarihinde serbest bırakıldı.

*09 Eylül 2011 tarihinde Van’ın Çatak İlçesi’ne bağlı Bahçelievler Mahallesi’nde Nadir Özgen adlı polis, HPG militanları tarafından alıkonuldu.

*18 Eylül 2011 tarihinde Bingöl’ün Adaklı İlçesi Kaynakdüzü Köyü Karakoç Mezrası’nda minibüsüyle giden Turan Fıratoğlu’nu durduran PKK’liler, ‘Hastamız var, onu götürmemiz lazım’ diyerek araca bindi. Fıratoğlu’nu minibüsü ile birlikte Aşağı Yamurlu Köyü’ne götüren militanlar, bu köyde Aşağı Yağmulu Köyü Muhtarı Abdurrahim Öztürk ile adı öğrenilmeyen bir köylüyü de minibüse bindirip köy dışına çıktı. Militanlar minibüsü köy dışında terk ettikten sonra 3 kişiyi yanlarına alarak ormanlık alana gitti.

-Militanlar, Aşağı Yağmurlu Köyü yakınlarında muhtar Abdurrahim Öztürk ile adı alınamayan köylüyü serbest bıraktı.

-Minibüs sürücüsü Turan Fıratoğlu’nun da daha sonra serbest bırakıldı.

*23 Eylül 2011 tarihinde Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Berav köyünden 1 öğretmen, Zengê köyünden 4 öğretmen, Hazro ilçesine bağlı Xelxol köyünden 4 öğretmen ve 27 Eylül günü Elazığ’ın Arıcak ilçesine bağlı Narviş köyünde 3 öğretmen HPG militanları tarafından alıkonuldu.

-Alıkonulan 12 öğretmenden Talip Maçin, Ahmet Ürün, Tekin Çakır ve Remzi Savaş 3 Ekim 2011 tarihinde serbest bırakıldı.

-Öğretmenlerden Elazığ’ın Arıcak İlçesi Yoğunbilek Köyü İlköğretim Okulu’nda görevli Gökhan Yıldız, Abdullah Karan, İhsan Sarıkaya ve İsmail Yücel de 5 Ekim 2011 tarihinde serbest bırakıldı.

-Diyarbakır’ın Lice İlçesi’ne bağlı Birlik (Çemê Elik) Köyü’nden alıkonulan 3 öğretmen de 5 Ekim 2011 tarihinde serbest bırakıldı.

-Lice İlçesi’ne bağlı Baharlı Köyü’nden alıkonulan er öğretmen Mehmet Gözbaşı da 11 Ekim tarihinde serbest bırakıldı.

*27 Eylül 2011 tarihinde Dersim’in Pülümür İlçesi bağlantılı Erzincan karayolunda geçici köy korucusu İsmail Gürbüz’ün HPG’liler tarafından alıkonulduğu öğrenildi. Gürbüz, 15 Ekim 2011 tarihinde serbest bırakıldı.

*01 Ekim 2011 Şırnak merkezde Kemal Ekinci adlı Uzman Çavuş HPG militanları olduğu ileri sürülen kişiler tarafından kaçırıldı. HPG Basın İrtibat Merkezi (HPG-BİM), Şırnak’ta kaçırılan uzman çavuş Kemal Ekinci olayını üstlenerek, askerin militanlar tarafından tutuklandığını bildirdi.

*09 Ekim 2011 tarihinde Siirt Şırnak karayolunda bulunan bir kum şantiyesini basan silahlı bir grup, araçları yaktıktan sonra 1 işçiyi de yanlarına alarak bölgeden ayrıldı. İşçinin daha sonra serbest bırakıldığı öğrenildi.

*14 Mayıs 2012 tarihinde Diyarbakır’ın Kulp İlçesi’nde AKP İlçe Başkanı Veysel Çelik HPG militanları tarafından alıkonuldu.

Veysel Çelik 30 Haziran 2012 tarihinde serbest bırakıldı.

*18 Mayıs 2012 tarihinde Bitlis Merkeze bağlı Çeltikli Köyü yakınlarında Hemkok mevkiinde yol kontrolü yapan HPG’liler, araçları durdurdu. HPG’liler tarafından yapılan kimlik kontrolünün ardından 3’ü Çeltikli Köyü’nden olmak üzere 5 korucu ile Çeltikli Köyü Muhtarı Arafat Melek alıkonuldu.

Alıkonulan 6 kişi 30 Mayıs tarihinde serbest bırakıldı.

*19 Mayıs 2012 tarihinde Siirt’in Eruh İlçesi’ne bağlı Kemerli (Qewix) Köyü’nde A.A adlı köylü HPG’liler tarafından alıkonuldu. Alıkonulan A.A. adlı kişi 21 Mayıs tarihinde serbest bırakıldı.

*23 Mayıs 2012 tarihinde Diyarbakır’ın Lice İlçesi’ne bağlı Bayırlı ve Saydam köylerinde ikamet eden 10 kişi HPG’liler tarafından alıkonuldu. Alıkonulan köylüler 27 Mayıs günü serbest bırakıldı.

*28 Mayıs 2012 tarihinde Ağrı Dağı’nın Korhan Yaylası’nda, aralarında Özel İdare Müdürlüğü’nde görevli bir mühendis ile bir avukatın da bulunduğu 10 kişinin HPG’liler tarafından alıkonulduğu bildirildi. Iğdır İl Özel İdaresi’nde görevli personeli durduran HPG’lilerin 3 otomobili ateşe verdikten sonra mühendis Mehmet Tan, avukat Serkan Gültekin, müteahhit Fikri Güner, marangoz Zafer Alagöz ve 6 kişiyi daha alıkoyarak bölgeden ayrıldığı bildirildi. Grup içerisinde bulunan Nahçıvanlı 2 işçinin de pasaportlarına el konulduktan sonra bıraktığı belirtildi.

-Alıkonulanlardan 7’si 5 Haziran tarihinde serbest bırakıldı. Geri kalan 3 kişi de 13 Haziran 2012 tarihinde serbest bırakıldı.

*31 Mayıs 2012 tarihinde Dersim merkeze bağlı Alacık Köyü tepesinde, yapılacak olan askeri üssün yol yapımında çalışan iş makinelerinin operatörleri ve çalışanları olan 4 işçinin akşam kente döndükleri sırada, HPG’lilerce yolları kesildi. İş makinelerini Samanlı mezrası yakınlarında ateşe veren HPG militanları, operatör ve işçileri alıkoydu.

*02 Haziran 2012 tarihinde Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde İngiliz turist James Masami Miyazaki-Ross HPG militanları tarafından alıkonuldu.

İngiliz turist 4 Haziran 2012 tarihinde Bingöl’ün Genç İlçesi kırsalında serbest bırakıldı.

*06 Haziran 2012 Diyarbakır’ın Lice İlçesi yakınlarında araçları durduran HPG’liler kimlik kontrolü yaptı. Diyarbakır- Bingöl karayolunun 70’inci kilometresinde Fis Ovası mevkiinde saat 21.30 sıralarında gerçekleşen olayda, HPG’liler önce propaganda yaptı. Daha sonra Erzurum Narman’da asker olduğu öğrenilen Gaziantep Araban nüfusuna kayıtlı jandarma er Ali Sabancı’yı yanlarına alan HPG’liler olay yerinden uzaklaştı.

Er Ali Sabancı, 29 Haziran 2012 tarihinde serbest bırakıldı.

*07 Haziran 2012 tarihinde Dersim’in Ovacık İlçesi’ne bağlı Yeşilyazı Köyü’nde korucu oldukları ileri sürülen Feramuz Şen ve Ali Rıza Düşkün adlı kişiler HPG militanları tarafından alıkonuldu. Alıkonulan 2 kişinin bölgede gece silahlarıyla dolaştıkları ve gayri resmi bir şekilde koruculuk yaptığı iddia edildi. Şen ve Düşkün’ün geçtiğimiz yıl da aynı gerekçelerle HPG’liler tarafından alıkonuldukları ve daha sonra serbest bırakıldıkları öğrenildi.

Şen ve Düşkün 12 Haziran 2012 tarihinde serbest bırakıldı.

*17 Haziran 2012 tarihinde Iğdır’ın Aralık İlçesi’nde HPG’li oldukları belirtilen bir grubun, karakol inşaatında çalışan iş makinesini yaktığı ve operatörü alıkoyduğu öğrenildi. Aralık İlçesi yakınındaki Küçük Ağrı Dağı eteklerinde Serdarbulak Yaylası mevkiinde askeri karakolun onarım çalışmasını yapan işçilerin önünü kesen ve HPG’li olduğu belirtilen bir grup, iş makinesini ateşe verdikten sonra iş makinesi operatörü Abdülgarip Ekin’i alıkoydu.

*Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’ne bağlı Oremar (Dağlıca) bölgesinde Yeşiltaş alanındaki çatışma sonrası HPG’lilerin 2 yurttaşı yanlarında götürdüğü ileri sürüldü. Köylüler 20 Haziran günü serbest bırakıldı.

*21 Haziran 2012 tarihinde Bitlis kent merkezine 20 kilometre mesafedeki Buzlupınar mevkiinde gece saat 21.00 sıralarında çıkan çatışmadan sonra yol kontrolü yapan HPG’liler, Diyarbakır istikametine gitmekte olan bir yarım otobüsü ve içinde 3 kişinin bulunduğu bir otomobili durdurarak kimlik kontrolü yaptı. Kimlik kontrolü ardından 2 öğretmen ile Vahdettin Kaya adlı asker HPG’liler tarafından alıkonuldu.

-Alıkonulan öğretmenler Mehmet Örk ve Ömer Sürücü 25 Haziran 2012 tarihinde serbest bırakıldı.

-Alıkonulan asker Vahdettin Kaya da, 13 gün sonra serbest bırakıldı.

*01 Temmuz 2012 tarihinde Van’ın Çatak İlçesi’ne Bağlı Büyükağaç Köyü’nde akşam saatlerinde kuruculuk yapan Zümeyra Can merada koyunların sağmaya giderken HPG militanları tarafından alıkonuldu. Korucu olan İsmail Can’ın da eşinin peşinden gittiği ve HPG militanları tarafından alıkonulduğu öğrenildi.

Zümeyra ve İsmail Can adlı korucular 9 Temmuz 2012 tarihinde serbest bırakıldı.

*02 Temmuz 2012 tarihinde AKP Gürpınar İlçe Başkanı Hayrullah Tanış, Van kent merkezinde akşam saat 19.20 sıralarında HPG militanları tarafından alıkonuldu. Tanış’ın Gürpınar’a dönmek üzere otomobiline bindiği sırada alıkonulduğu öğrenildi.

Tanış, 22 Ağustos 2012 tarihinde Federal Kürdistan Bölgesi’nde PKK’nin kontrolündeki alana giden İHD ve MAZLUM-DER heyetine teslim edildi.

*03 Temmuz 2012 tarihinde Şırnak’ın Beytüşşebap İlçesi’ne bağlı Mutluca Köyü’ndeki kum üretim tesisinden Mezra Beldesi’ndeki jandarma karakoluna kum taşıyan özel firmaya ait iki aracın öğleden sonra 16.00 sıralarında HPG militanları tarafından durduruldu ve araçta bulunan 2 kişi HPG militanları tarafından alıkonuldu.

Alıkonulan işçiler 9 Temmuz tarihinde serbest bırakıldı.

*04 Temmuz 2012 tarihinde Van’ın Çatak İlçesi’nde, Kato dağı yakınlarındaki Konalgo Köyü’nde yapımı süren bir karakol inşaatında çalışan 2 işçi ile şoförün bulunduğu araç HPG militanları tarafından durduruldu. HPG militanları, araç sürücüsünü serbest bırakırken 2 işçiyi alıkoydu.

Alıkonulan 2 kişi 9 Temmuz tarihinde serbest bırakıldı.

*21 Temmuz 2012 tarihinde Hakkari’nin Şemdinli İlçesi’ne bağlı Bedavê Köyü yakınlarında askerlerle işbirliği yaptığı ileri sürülen Selmas Özkan adlı kişinin HPG militanları tarafından alıkonulduğu öğrenildi. NOT: Serbest bırakılıp bırakılmadığına ilişkin bir bilgiye ulaşılamadı.

*21 Temmuz 2012 tarihinde Hakkari’nin Lewîne Vadisi’nde bulunan Nise Köyü Korucubaşı Esat Faruk, HPG militanları tarafından alıkonuldu.

*22 Temmuz 2012 tarihinde Hakkari’nin Elmacık (Nispas) Köyü Muhtarı Mehmet Çakır, HPG’liler tarafından alıkonuldu.

Muhtar Çakır, alıkonulduktan bir hafta sonra serbest bırakıldı.

*26 Temmuz 2012 tarihinde Bitlis’in Tatvan İlçesi’ne bağlı Eğritaş Köyü nüfusuna kayıtlı Ayhan Taş ve arkadaşı Aslan Bayer, Van’ın Başkale İlçesi’ne bağlı Qaraçî Köyü’nde yapılan karakolda alçı-boya ve dekorasyon işleri yaptığı için HPG’liler tarafından alıkonuldu.

Taş ve Bayer daha sonra serbest bırakıldılar.

*30 Temmuz 2012 tarihinde HPG militanları Van’ın Saray İlçesi’ne bağlı Koçbaşı (Çilik) Köyü Muhtarı Tahirhan Özgün ile kardeşi Haydar Özgün’ü akşam 16.00 sıralarında ilçeden minibüsle köye giderken alıkoydu.

Özgün kardeşlerden Haydar Özgün bir gün sonra serbest bırakılırken, Tahirhan Özgün ise bir hafta sonra serbest bırakıldı.

*06 Ağustos 2012 tarihinde, Diyarbakır-Bingöl karayolunu saat 20.00 sularında Abalı Jandarma Karakolu yakınlarında kesen HPG’liler kimlik kontrolü yaptı. Yapılan kimlik kontrolünde Urfa’dan Trabzon’a giden bir yolcu otobüsünde yolculuk yapan Ramazan Başaran, Hadi Gizli ve Reşat Çeçan adlı 3 asker HPG’liler tarafından alıkonuldu.

*8 Ağustos 2012 tarihinde Dersim’in Ovacık İlçesi Aksu Deresi Mevkii’nde Adem Ekelek adlı müteahhit, HPG’liler tarafından alıkonuldu. Dersim’de askeri karakolların yapım ve onarım işlerini yapan Ekelek, 13 Ağustos tarihinde serbest bırakıldı.

*12 Ağustos 2012 tarihinde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün Tunceli Ovacık karayolunda HPG militanları tarafından alıkonuldu.

Aygün, 14 Ağustos 2012 tarihinde serbest bırakıldı.

*13 Ağustos 2012 tarihinde, Fırat Haber Ajansı tarafından servis edilen haberde, Van ile Şırnak’ın Beytüşşebap İlçesi arasında yol kontrolü yapan örgüt militanları, Van nüfusuna kayıtlı Vural Minal adlı bir askeri alıkoydu.

Minal’ın iki gün sonra serbest bırakıldığı öğrenildi.

*13 Ağustos 2012 tarihinde Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’nde saat 16.00 sıralarında ilçe merkezine 20 kilometre uzaklıkta bulunan Köprücük (Gerpel) ile Kadıköyü (Kadyan) arasında bulunan havaalanı inşaat alanında 12 kamyon HPG’liler tarafından ateşe verildi. HPG’liler daha sonra 11 araç sürücüsünü alıkoydu.

Sürücüler daha sonra serbest bırakıldı.

*17 Ağustos 2012 tarihinde Diyarbakır’ın Kulp İlçesi’ne bağlı Uygur Köyü’ne bu sabaha doğru saat 03.00’da giden ve HPG’li oldukları belirtilen bir grup, Kulp Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği Müdürvekili Ubeydullah Sancar’ı evinden alarak birliğe ait araç ile köyden ayrıldı. Kamışlı Köyü civarında indikleri aracı ateşe veren HPG’liler daha sonra Sancar’ı yanlarına alarak bölgeden uzaklaştı.

Sancar 30 Ağustos 2012 tarihinde serbest bırakıldı.

*21 Ağustos 2012 tarihinde Ağrı’nın Diyadin İlçesi’nin Atadami Köyü’ne bağlı Kurt Mezrası’nda Ahmet Meriç adlı kişi devlet ile işbirliği yaptığı iddiasıyla HPG militanları tarafından alıkonuldu.

Meriç 31 Ağustos 2012 tarihinde serbest bırakıldı.

*21 Ağustos 2012 tarihinde AKP eski Sur İlçe Başkanı Hamit Çelikkanat, HPG militanları tarafından alıkonuldu. Çelikkanat’ın, eşi, çocuğu ve kardeşi ile Dicle İlçesi’ne bayramlaşma ziyaretine gitmek üzere özel otomobiliyle yola çıktığı ve içinde bulundukları otomobilin saat 12.30 sıralarında Dicle İlçesi’ne bağlı Aşağı yokuşlu Köyü yakınlarında HPG militanları tarafından durdurularak, Çelikkanat’ın alıkonulduğu öğrenildi.

Çelikkanat 27 Ağustos 2012 tarihinde serbest bırakıldı.

*20 Ağustos 2012 tarihinde Hakkari Korucular Derneği Başkanı Korucubaşı Sadi Özatak, PKK militanları tarafından alıkonuldu.

*24 Ağustos 2012 tarihinde Ağrı’nın Doğubayazıt ile Van’ın Çaldıran ilçeleri arasında bulunan Tendürek Dağı eteklerinde dozer operatörü Zeydin Sargut PKK militanları tarafından alıkonuldu.

Sargut 27 Ağustos 2012 tarihinde serbest bırakıldı.

*26 Ağustos 2012 tarihinde Şırnak’ın Güçlükonak ilçesine bağlı Fındık Beldesi’nde ikametgah eden Halil Esendemir (65) adlı yurttaş HPG’liler tarafından alıkonuldu.

Esendemir iki gün sonra serbest bırakıldı.

*29 Ağustos 2012 tarihinde Siirt’in Eruh İlçesi ile Şırnak karayolu Gedikkaşar mevkiinde HPG militanları tarafından yapılan yol kontrolü sırasında Ali Nas’ın kullandığı iş makinesi ateşe verildi. Ali Nas ise, militanlar tarafından alıkonuldu. NOT: Serbest bırakılıp bırakılmadığına dair bir bilgiye ulaşılamadı.

*02 Eylül 2012 tarihinde AKP Hakkari İl Başkanı Abdulmecit Tarhan akşam saatlerinde HPG militanları tarafından alıkonuldu.

Tarhan, 4 Ekim 2012 tarihinde Federal Kürdistan Bölgesi’nde PKK’nin kontrolündeki alana giden İHD ve MAZLUM-DER heyetine teslim edilerek serbest bırakıldı.

*08 Eylül 2012 tarihinde Bitlis İli Merkez Çeltikli Köyü yakınlarında köydeki evlerine gitmekte olan Mehmet Kasım Ariç, Naif Kırşen ve Zübeyir Menek isimli köy korucuları HPG militanları tarafından alıkonuldu.

Korucular İHD Bitlis Temsilciliği’nin girişimleri sonucu 20 Eylül 2012 tarihinde serbest bırakıldı.

*13 Ekim 2012 tarihinde Van’ın Çaldıran ile Ağrı’nın Doğubayazıt İlçesi arasındaki Tendürek Dağı eteklerinde yol kontrolü yapan HPG militanları daha sonra bölgede bulunan taş ocağında çalışan Kayserili işçi Atalay Gören ile Taner Acar’ı alıkoydu. Militanlar gittikleri başka bir ocakta ise şantiye şefi Bulut Aras ile bekçi Sabri Çınar’ı alıkoydu.

Alıkonulan 4 işçi daha sonra serbest bırakıldı.

*18 Eylül 2012 tarihinde saat 19.30 sıralarında Doğubeyazıt- Çaldıran karayolu yapım işini üstlenen özel bir firmaya ait Doğubayazıt’ın Karakent köyü içerisinde bulunan şantiyeye HPG militanları tarafından baskın düzenlenerek, 10 şantiye işçisi ve bir köy korucusu alıkonuldu.

Alıkonulan 11 kişi daha sonra serbest bırakıldı.

*21 Eylül 2012 tarihinde Hakkari’nin Şemdinli İlçesi’ne bağlı Koryürek (Begijnê) Köyü’ndeki yol yapım çalışmalarında kepçe operatörü olarak çalışan Serhat Demircan HPG militanları tarafından alıkonuldu.

Demircan daha sonra serbest bırakıldı.

*22 Eylül 2012 tarahinde HPG militanları Muş-Kulp yolu üzerinde bulunan Şenyayla bölgesi Darbiye mevkiinde yol kontrolü yaptı. Yarım saat süren uygulama sonrası HPG militanları 2 öğretmeni alıkoydu.

Alıkonulan öğretmenler sonraki gün serbest bırakıldı.

*12 Ekim 2012 tarihinde Şırnak’ın Beytüşşebap İlçesi’ne bağlı Kaplıca (Germav) Köyü yakınlarında saat 15.00 ile 16.00 arasında HPG militanları tarafından yol kontrolü yapıldı. Yaklaşık bir saat süren yol kontrolünün ardından Nesim Timur Kökeroğlu isimli korucu ile Filiz Sümer isimli bir kadın öğretmen HPG militanları tarafından alıkonuldu.

Alıkonulan iki kişi 15 Ekim günü serbest bırakıldı.

*15 Ekim 2012 tarihinde Siirt’in Pervari ilçesi Doğan (Hosyan) köyü yakınlarında HPG militanları tarafından yol kontrolü yapıldı. Kimlik kontrolü yapan HPG militanları ilçe merkezinden Doğan (Hosyan) köyüne giden 3 kadın öğretmen ile bir okul hizmetlisini alıkoydu.

Öğretmenler ve hizmetli 16 Ekim tarihinde serbest bırakıldı.

*17 Ekim 2012 tarihinde Iğdır’ın Karakoyun ilçesine bağlı Bölükbaşı köyü yakınlarında yol kontrolü yapan HPG militanları 6 öğretmeni alıkoydu.

Öğretmenler aynı gün serbest bırakıldı.

*23 Ekim 2012 tarihinde Hakkari’nin Kırıkdağ (Dêzê) köyünde korucubaşı olan Cemal Adıyaman’ın HPG militanları tarafından alıkonulduğu öğrenildi.

Adıyaman 28 Ekim tarihinde serbest bırakıldı.

*29 Ekim 2012 tarihinde Mardin’in Savur ilçesine bağlı Çınarönü köyü bölgesinde HPG militanları kimlik kontrolü yaptı. Saat 18.30 civarında yapılan kimlik kontrolü sırasında Nusaybin ilçesine bağlı Girmeli beldesinde Çok Programlı Lisesi Müdür Yardımcısı Mehmet Ali İnan ve okul görevlisi Sabahattin Doğan alıkonuldu.

Alıkonulanlar 31 Ekim günü serbest bırakıldı.

*09 Kasım 2012 tarihinde Mardin’in Midyat İlçesi’ne yakın bir köyde yol kontrol gerçekleştiren HPG militanları, 8 öğretmeni alıkoydu.

Öğretmenler daha sonra serbest bırakıldı.

*20 Kasım 2012 tarihinde Mardin’in Nusaybin İlçesi Akarsu Beldesi İlköğretim Okulu’na gelen 2 HPG militanı, Müdür Hüseyin Mete ile Akarsu Çok Programlı Lisesi Edebiyat Öğretmeni Eray Yıldız’ı alıkoydu.

Alıkonulan eğitimciler daha sonra serbest bırakıldı.

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

ARŞİV ve DOKÜMANTASYON BİRİMİ

tarafından

HERKES BARIŞ İÇİN ÇALIŞSIN/ esir askerler anlatıyor

HERKES BARIŞ İÇİN ÇALIŞSIN

nuce_04032013-191101-1362420661.82

Erdal ER – Mehdi DOĞAN / KIRŞEHİR – Anf Güncellenme : 05.03.2013 05:30
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla yeniden gündeme gelen PKK’nin elindeki esirler konuştu: ‘Artık kan dökülmesine karşıyız. Bir an önce bu kan dursun, barış, kardeşlik olsun. Buradan devlet yetkililerine, PKK’ye ve halka sesleniyoruz: Herkes barışın olması için elinden ne geliyorsa yapsın’

Reşat Çeçan: Artık kan dökülmesine karşıyız. Buradan devlet yetkililerine, PKK örgütüne, halka sesleniyorum. Barışın olması için ne gerekiyorsa hep beraber yapsınlar.

Kenan Eroğlu: Sağlığımız iyi. Umarız her şey hayırlısıyla en uygun şekilde sonuçlanır.

Nadir Özgen: İnşallah hayırlı olur, sürecin olumlu sonuçlanmasını temenni ediyoruz.

Hadi Gizli: Umarız bu kan artık durur, rehineler, herkes ailesine evine kavuşur.

Abdullah Söpçeler: Bu sürecin en hayırlı sonuçla nihayete ermesini diliyorum.

HPG’nin elindeki esirler: HERKES BARIŞ İÇİN ÇALIŞSIN

PKK Lideri Abdullah Öcalan, 23 Şubat’ta 2. BDP heyeti ile yaptığı görüşmede devlet ve PKK’nin elinde esirlerin bulunduğunu belirterek, her iki tarafa da tutsakların serbest bırakılması çağrısı yapmıştı. Bu çağrıya yanıt, KCK yönetiminden geldi. KCK’li yetkililer, Öcalan’ın mektubunu iletmek üzere Kandil’e giden DTK-BDP heyetine HPG’nin elinde bulunan devlet görevlilerinin serbest kalması için ilgili çalışmayı bir hafta 10 gün içerisinde başlatarak sonuçlandıracaklarını iletti. HPG’nin elindeki tutsak asker ve devlet görevlileri, sağlık durumlarını, İmralı’daki görüşmeleri nasıl gördüklerini ve kamuoyuna mesajları hakkında konuştu. Tutsak devlet görevlileri serbest bırakılma süreçleri ile ilgili şunları belirtti:

KENAN EROĞLU: 2011 yılının Ağustos ayında sivil yolculuk yaparken Muş ve Diyarbakır arasında alındık. O tarihten bu yana buradayız. Şu an ailelerimizin bizleri iyi bilmesini istiyoruz. Tek dileğimiz bu. İyiyim ve kendilerine bu süreçte çok iyi bakmalarını istiyorum. Moralli olsunlar. Ve inşallah en kısa zamanda, en yakın zamanda onlara kavuşma ümidindeyiz. Bir sürecin işlediğini radyodan takip edebiliyoruz, kısıtlı imkanlarla. Umarız her şey hayırlısıyla en uygun şekilde sonuçlanır.

ZİHNİ KOÇ: Uzman çavuşum. Diyarbakır-Lice arasında yaklaşık iki yıl önce alındım. Sağlık durumum iyi, gayet iyiyim. Ailemin öyle bilmesini istiyorum. Onlara mesajım benim iyi olduğumu bilsinler. Onları seviyorum. İlla ki bu süreç içerisinde biraz özledik. Dik dursunlar, sağlam dursunlar.

ABDULLAH SÖPÇELER: 9 Temmuz 2011’de Diyarbakır-Lice karayolunda alındım. Sağlık durumum genel olarak iyi. Aileme söylemek istediğim, onların da kendilerine dikkat etmeleri, iyi olmaları, morallerini bozmamaları; dirayetli ve moralli bir şekilde davranmaya devam etmek istiyorum. Ben arkadaşlarım gibi bu sürecin olumlu sonuçlanmasını istiyorum. En hayırlı sonuçla nihayete ermesini diliyorum.

KEMAL EKİCİ: Şırnak’ta uzman çavuştum. Şırnak’ta evimin önünden alındım. Sağlık durumum çok şükür iyidir. Aileme de buradan selamlar söylüyorum. Ailemin de bu süreçte dik durmasını bekliyorum. Ailemin de katkıda bulunmasını istiyorum.

NADİR ÖZGEN: Van Çatak’tan alındım. 2011 Eylül ayında alındım. Polis memuruydum. Sağlık durumum çok iyi. Ailemin de dimdik ayakta durmasını istiyorum bu süreçte. Radyodan dinlediğimiz kadarıyla inşallah hayırlı olur, her şey iyi olur, sürecin iyi sonuçlanmasını bekliyoruz.

RAMAZAN BAŞAR: Adım Ramazan Başar. Mardinliyim. Sağlığımız, durumumuz iyidir. Ailelerimiz bizi merak etmesin. Umarım en yakın zamanda kavuşuruz birbirimize. Tartışmaları radyodan duyduk. Böyle bir görüşme var, umarım iyi olur.

REŞAT ÇEÇAN: Urfa Suruçluyum. 6 Ağustos 2012 tarihinde Diyarbakır Bingöl istikametinde yakalandık, Burada ellerinden geldiği kadar bize iyi davrandılar, herhangi bir sorunumuz yok. Sağlık durumumuz iyidir. Her koşulda bize yardımcı oluyorlar. Sorunumuz yok, herkese selam gönderiyoruz. Artık kan dökülmesine karşıyız. Benim de bir kardeşim dağdadır. Bir çatışmada karşı karşıya gelsek ya o beni vuracak, ya da ben onu. Birbirimizi tanımayacağız. Böyle bir şeyin olmasını istemiyorum. Bir an önce bu kan dursun, barış kardeşlik olsun diyoruz. Halkımıza bu sesimizi duyuruyoruz. Barış olmasını istiyorum. Buradan devlet yetkililerine, PKK örgütüne sesleniyorum. Ellerinden geldiği kadarıyla bu barışın olması için ne gerekiyorsa hep beraber yapsınlar. Halka da sesleniyorum. Onların da barış için ellerinden geleni yapmalarını diliyorum.

HADİ GİZLİ: Urfa Viranşehir’denim. Aslen Arab’ım. Ağustos 2012’de Lice etrafında esir alındık. Hem ruhsal hem de fiziki olarak sağlık durumumuz yerinde. Çok şükür arkadaşlar bize iyi davranıyorlar. Sağlık durumumuz iyi. Onlara, doktorlara teşekkür ediyoruz. Bu sürecin iyi gitmesini umut ediyoruz. Umarız kan durur, silahlar susar, rehineler, herkes ailesine evine kavuşur.

Karşılıklı olursa süreç uzamaz

Esir asker ve devlet görevlileriyle ilgili ANF’ye konuşan HPG’li Rezan Gabar ile Zülküf Palo, esirlerin düzenli doktor kontrolünde olduklarını, Cenevre Sözleşmesi ve kendi hukukları çerçevesinde, Onları korumak için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. HPG’liler, esirlerin serbest bırakılma sürecinin uzamaması için devletin de adım atması için çağrı yaptı. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın her iki tarafa çağrı yaptığını belirten Gabar, “En kısa zamanda ailelerine ulaşmaları için biz bu çağrıyı dikkate alacağız. Ama karşı tarafın da iyi niyetini bekliyoruz. Yani çift taraflı olması gerekiyor bunun. KCK davasında binlerce insan var suçsuz yere rehin olarak tutuluyorlar” dedi.

Hava saldırılarına da dikkat çeken Gabar, “Onları korumak için canımızı feda edebiliriz” dedi.

HPG’li Zülküf Palu ise, askerlerin HPG’den kaynaklı herhangi bir güvenlik sorunu yaşamadıklarını söyleyerek, onlar için en büyük tehlikenin hava saldırıları olduğuna dikkat çekti.

Tek taraflı adım bekleyenlere seslenen Palu, “Yani biz gerilladan, PKK’den bunu bekliyoruz da biz ne yaptık bu konuda, ne adım attık” diye sorması gerektiğini söyledi. Son olarak esir askerlerin ailelerinin de istedikleri anda gelip çocuklarını görebileceklerini de sözlerine ekledi.

Binici: Halk süreci sahiplenmeli

BDP Kırşehir İl Örgütü’nün düzenlediği dayanışma gecesinde konuşan BDP Milletvekili İbrahim Binici, İmralı sürecine dikkat çekti. Binici, “Süreci herkes sahiplenmeli” dedi. Binici, Kılıçdaroğlu’nun süreçle ilgili sözlerine tepki göstererek, “Kılıçdaroğlu zikzaklar çizerek ne dediğini bilmeyen bir lidere dönmüştür” diye konuştu. Binici, barışa hazır olduklarını kamuoyu önünde sürekli deklare ettiklerini belirterek, “Ama burada AKP’nin gerçekten eleştirilmesi gerekir. Barış adına yola çıkıyorsun. Senin barış adına çantanda ne var. Başbakan olarak nasıl bir barış getirmek istiyorsun. Bu dönemde 12 hava operasyonu olmuştur” şeklinde konuştu.

Cizîr’de Öcalan’a özgürlük meşaleleri

Şirnex Cizîr’de (Cizre) Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) üyeleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü isteyerek, askeri operasyonları kınadı. Yürüyüşün ardından gençler bir süre yolda kimlik kontrolü yaptı. Ardından da eylem yerine gelen polisle çatıştı

tarafından

Sürecin olumlu sonuçlanmasını istiyorlar/Esir askerler konuştu

Esir askerler konuştu

demokrathaber
Sürecin olumlu sonuçlanmasını istiyorlar…

esir_askerler_konustu_h16289 (1)
Abdullah Öcalan, 23 Şubat’ta 2. BDP Heyeti ile yaptığı görüşmede devlet ve PKK’nin elinde tutsakların bulunduğunu belirterek, her iki tarafa da tutsakların serbest bırakılması çağrısı yapmıştı. Bu çağrıya ilk yanıt, KCK yönetiminden geldi. KCK’li yetkililer, Öcalan’ın mektubunu iletmek üzere Kandil’e giden DTK-BDP heyetine ellerinde bulunan devlet görevlilerinin serbest kalması için ilgili çalışmayı 1 hafta 10 gün içerisinde başlatarak sonuçlandıracaklarını iletti.

Kamuoyunda Öcalan’ın çağrısı ve tarafların bundan sonraki atacakları adım tartışılırken Gazeteci Erdal Er ve Mehdi Doğan, HPG’nin elindeki esir askerler ve devlet görevlileriyle görüştüler. Sağlık durumlarını, İmralı’daki görüşmeleri nasıl gördüklerini ve kamuoyuna mesajlarını sordular.

ANF’nin haberine göre, Astsubay Abdullah Söpçeler ve uzman çavuş Zihni Koç, 9 Temmuz 2011’de Diyarbakır’ın Lice ilçesinde, kaymakam adayı Kenan Erenoğlu aynı yıl 12 Ağustos’ta Muş-Kulp karayolu üzerinde yapılan kimlik kontrolü sırasında, uzman çavuş Kemal Ekinci 1 Ekim’de Şırnak merkezde, polis memuru Nadir Özgen ise 10 Eylül’de Van’ın Çatak ilçesinde kaçırılmıştı.

Esir devlet görevlileri sağlık durumlarıyla ve serbest bırakılmalarıyla ilgili soruları şöyle yanıtladı:

KENAN EROĞLU

Ben kaymakam adayı Kenan Erenoğlu. 2011 yılının Ağustos ayında sivil yolculuk yaparken Muş ve Diyarbakır arasında alındık. O tarihten bu yana da buradayız.

Sağlık durumunuz nasıl? Aileleriniz, sevdiklerinize bir mesajınız var mı?

İyiyiz. Şu an ailelerimizin bizleri iyi bilmesini istiyoruz. Tek dileğimiz bu. İyiyim ve kendilerine bu süreçte çok iyi bakmalarını istiyorum. Moralli olsunlar. Ve inşallah en kısa zamanda, en yakın zamanda onlara kavuşma ümidindeyiz.

Sizinle ilgili kamuoyunda tartışmalar var. Öcalan’ın açıklamasından sonra gündeme geldi ve hala o tartışmalar devam ediyor. Bu tartışmalara ilişkin bir şey söylemek istiyor musunuz?

Bir sürecin işlediğini radyodan takip edebiliyoruz, kısıtlı imkanlarla. Umarız her şey hayırlısıyla en uygun şekilde sonuçlanır.

ZİHNİ KOÇ

Ben Zihni Koç. Uzman çavuşum. Diyarbakır-Lice arasında yaklaşık iki yıl önce alındım. Şu anda buradayız iki yıldır yaklaşık olarak.

Sağlık durumunuz nasıl?

Sağlık durumum iyi. Gayet iyiyim. Ailemin öyle bilmesini istiyorum.

Ailenize, sizi sevenlere, çocuklarınıza bir mesajınız var mı?

Onlara mesajım benim iyi olduğumu bilsinler. Onları seviyorum. İlla ki bu süreç içerisinde biraz özledik. Yaklaşık iki yıl oldu. Onun dışında söyleyeceğim bir şey yok. Dik dursunlar, sağlam dursunlar. Onun dışında bu süreç içerisinde yıprandıklarını hissediyorum ama ona göre de kendilerine iyi baksınlar.

Serbest bırakılmanızla ilgili tartışmalar var. Kamuoyunda da bir duyarlılık var. Ne diyorsunuz?

O konuda hali hazırdaki süreci radyodan takip ettiğimiz kadarıyla bu konuda pek yorum yapmayı düşünmüyorum ancak umuyorum olumlu olur.

ABDULLAH SÖPÇELER

Ben Abdullah Söpçeler. 9 Temmuz 2011 tarihinde Diyarbakır-Lice karayolunda alındım. Yaklaşık 21 aydır burada tutuluyorum. Sağlık durumum genel olarak iyi. Çok ciddi herhangi bir problemim yok. Aileme söylemek istediğim onların da kendilerine dikkat etmeleri, iyi olmaları, morallerini bozmamaları; dirayetli ve moralli bir şekilde davranmaya devam etmek istiyorum.

Bir mesajınız var mı? Sivil toplum örgütleri devreye girdi, sizin serbest bırakılmanızla ilgili tartışmalar var.

Ben arkadaşlarım gibi bu sürecin olumlu sonuçlanmasını istiyorum. En hayırlı sonuçla nihayete ermesini diliyorum.

KEMAL EKİCİ

Ben Kemal Ekici. Şırnak’ta uzman çavuştum. Şırnak’ta evimin önünden alındım. Yaklaşık 18 aydan beri buradayım.

Sağlık durumunuz nasıl? Kamuoyu merak ediyor, aileniz merak ediyor..

Sağlık durumum çok şükür iyidir. Aileme de buradan selamlar söylüyorum. Ailemin de bu süreçte dik durmasını bekliyorum. Ailemin de katkıda bulunmasını istiyorum.

Sizin bu tartışmalarla ilgili bir mesajınız var mı?

Bu süreci radyodan dinliyoruz. Olursa olumlu yönde Hak’tan hayırlısı diyoruz.

NADİR ÖZGEN

Ben Nadir Özgen. Van Çatak’tan alındım. 2011 Eylül ayında alındım. Van Çatak’ta polis memuruydum.

Sizin sağlık durumunuz ve söylemek istediğiniz?

Sağlık durumum çok iyi. Ailemin de dimdik ayakta durmasını istiyorum bu süreçte. Radyodan dinlediğimiz kadarıyla inşallah hayırlı olur, her şey iyi olur, sürecin iyi sonuçlanmasını bekliyoruz.

“ARTIK KAN DÖKÜLMESİN DİYORUZ”

Askerler Reşat Çeçan, Hadi Gizli ve Ramazan Başaran ise, 6 Ağustos 2012’de Lice-Bingöl karayolunda esir alınmış. Sağlık durumlarının iyi olduğunu bildiren askerler de sürecin olumlu sonuçlanması temennisinde bulundu. 3 esir asker kendileriyle ilgili tartışmalara da, “herkesin barış için ellerinden geleni yapmasını istiyoruz, artık kan dökülmesini istemiyoruz” şeklinde yanıtladı.

RAMAZAN BAŞAR

“Adım Ramazan Başar. Mardinliyim. Diyarbakır Bingöl arasında yakalandık. Sağlığımız, durumumuz iyidir. Ailelerimiz bizi merak etmesin. Umarım en yakın zamanda kavuşuruz birbirimize. Tartışmaları radyodan duyduk. Böyle bir görüşme var, umarım iyi olur.”

REŞAT ÇEÇAN

“Adım Reşat Çeçan. Urfa Suruçluyum. Burada ellerinden geldiği kadar bize iyi davrandılar, herhangi bir sorunumuz yok. Sağlık durumumuz iyidir. Her koşulda bize yardımcı oluyorlar.

Burada tek bir sıkıntımız var o da hasretliktir bu da zamanla giderilir. Sorunumuz yok, herkese selam gönderiyoruz. Anne babamızın ellerinden öpüyoruz umarım bir an önce kavuşuruz. Artık kan dökülmesine karşıyız. Benim de bir kardeşim dağdadır. Kardeşim gerilla ben de asker, bir çatışmada karşı karşıya gelsek ya o beni vuracak, ya da ben onu. Birbirimizi tanımayacağız. Böyle bir şeyin olmamasını istiyorum. Demek oluyor ki kardeş kardeşi vuruyor. Bir an önce bu kan dursun, barış kardeşlik olsun diyoruz. Halkımıza bu sesimizi duyuruyoruz. Barış olmasını istiyorum. Buradan devlet yetkililerine, PKK örgütüne sesleniyorum. Ellerinden geldiği kadarıyla bu barışın olması için ne gerekiyorsa hep beraber yapsınlar. Halka da sesleniyorum. Onların da barış için ellerinden geleni yapmalarını diliyorum.”

HADİ GİZLİ

“Urfa Viranşehir’denim. Aslen Arabım. Ağustos 2012’de Lice etrafında esir alındık. Şu anda örgütün elindeyiz. Esir alındığımızdan beri buradayız.

Hem ruhsal hem de fiziki olarak sağlık durumumuz yerinde. Çok şükür arkadaşlar (gerillalar) bize iyi davranıyorlar. Sağlık durumumuz iyidir onlara, doktorlara teşekkür ediyoruz.

Bir an önce ailemize kavuşmayı umuyoruz. Umarız bir an önce bu hasretlik biter.

Bu sürecin iyi gitmesini umut ediyoruz. Bu kan durur, silahlar susar, rehineler, herkes ailesine evine kavuşur. Dağda gerilla var. Onların da ailesi var, annesi, babası, kardeşleri var. Barış olması ve herkesin huzur içinde yaşamasını umut ediyorum. Bu süreçte inşallah iyi gider, herkes ailesine kavuşur.”