tarafından

HERKES BARIŞ İÇİN ÇALIŞSIN/ esir askerler anlatıyor

HERKES BARIŞ İÇİN ÇALIŞSIN

nuce_04032013-191101-1362420661.82

Erdal ER – Mehdi DOĞAN / KIRŞEHİR – Anf Güncellenme : 05.03.2013 05:30
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla yeniden gündeme gelen PKK’nin elindeki esirler konuştu: ‘Artık kan dökülmesine karşıyız. Bir an önce bu kan dursun, barış, kardeşlik olsun. Buradan devlet yetkililerine, PKK’ye ve halka sesleniyoruz: Herkes barışın olması için elinden ne geliyorsa yapsın’

Reşat Çeçan: Artık kan dökülmesine karşıyız. Buradan devlet yetkililerine, PKK örgütüne, halka sesleniyorum. Barışın olması için ne gerekiyorsa hep beraber yapsınlar.

Kenan Eroğlu: Sağlığımız iyi. Umarız her şey hayırlısıyla en uygun şekilde sonuçlanır.

Nadir Özgen: İnşallah hayırlı olur, sürecin olumlu sonuçlanmasını temenni ediyoruz.

Hadi Gizli: Umarız bu kan artık durur, rehineler, herkes ailesine evine kavuşur.

Abdullah Söpçeler: Bu sürecin en hayırlı sonuçla nihayete ermesini diliyorum.

HPG’nin elindeki esirler: HERKES BARIŞ İÇİN ÇALIŞSIN

PKK Lideri Abdullah Öcalan, 23 Şubat’ta 2. BDP heyeti ile yaptığı görüşmede devlet ve PKK’nin elinde esirlerin bulunduğunu belirterek, her iki tarafa da tutsakların serbest bırakılması çağrısı yapmıştı. Bu çağrıya yanıt, KCK yönetiminden geldi. KCK’li yetkililer, Öcalan’ın mektubunu iletmek üzere Kandil’e giden DTK-BDP heyetine HPG’nin elinde bulunan devlet görevlilerinin serbest kalması için ilgili çalışmayı bir hafta 10 gün içerisinde başlatarak sonuçlandıracaklarını iletti. HPG’nin elindeki tutsak asker ve devlet görevlileri, sağlık durumlarını, İmralı’daki görüşmeleri nasıl gördüklerini ve kamuoyuna mesajları hakkında konuştu. Tutsak devlet görevlileri serbest bırakılma süreçleri ile ilgili şunları belirtti:

KENAN EROĞLU: 2011 yılının Ağustos ayında sivil yolculuk yaparken Muş ve Diyarbakır arasında alındık. O tarihten bu yana buradayız. Şu an ailelerimizin bizleri iyi bilmesini istiyoruz. Tek dileğimiz bu. İyiyim ve kendilerine bu süreçte çok iyi bakmalarını istiyorum. Moralli olsunlar. Ve inşallah en kısa zamanda, en yakın zamanda onlara kavuşma ümidindeyiz. Bir sürecin işlediğini radyodan takip edebiliyoruz, kısıtlı imkanlarla. Umarız her şey hayırlısıyla en uygun şekilde sonuçlanır.

ZİHNİ KOÇ: Uzman çavuşum. Diyarbakır-Lice arasında yaklaşık iki yıl önce alındım. Sağlık durumum iyi, gayet iyiyim. Ailemin öyle bilmesini istiyorum. Onlara mesajım benim iyi olduğumu bilsinler. Onları seviyorum. İlla ki bu süreç içerisinde biraz özledik. Dik dursunlar, sağlam dursunlar.

ABDULLAH SÖPÇELER: 9 Temmuz 2011’de Diyarbakır-Lice karayolunda alındım. Sağlık durumum genel olarak iyi. Aileme söylemek istediğim, onların da kendilerine dikkat etmeleri, iyi olmaları, morallerini bozmamaları; dirayetli ve moralli bir şekilde davranmaya devam etmek istiyorum. Ben arkadaşlarım gibi bu sürecin olumlu sonuçlanmasını istiyorum. En hayırlı sonuçla nihayete ermesini diliyorum.

KEMAL EKİCİ: Şırnak’ta uzman çavuştum. Şırnak’ta evimin önünden alındım. Sağlık durumum çok şükür iyidir. Aileme de buradan selamlar söylüyorum. Ailemin de bu süreçte dik durmasını bekliyorum. Ailemin de katkıda bulunmasını istiyorum.

NADİR ÖZGEN: Van Çatak’tan alındım. 2011 Eylül ayında alındım. Polis memuruydum. Sağlık durumum çok iyi. Ailemin de dimdik ayakta durmasını istiyorum bu süreçte. Radyodan dinlediğimiz kadarıyla inşallah hayırlı olur, her şey iyi olur, sürecin iyi sonuçlanmasını bekliyoruz.

RAMAZAN BAŞAR: Adım Ramazan Başar. Mardinliyim. Sağlığımız, durumumuz iyidir. Ailelerimiz bizi merak etmesin. Umarım en yakın zamanda kavuşuruz birbirimize. Tartışmaları radyodan duyduk. Böyle bir görüşme var, umarım iyi olur.

REŞAT ÇEÇAN: Urfa Suruçluyum. 6 Ağustos 2012 tarihinde Diyarbakır Bingöl istikametinde yakalandık, Burada ellerinden geldiği kadar bize iyi davrandılar, herhangi bir sorunumuz yok. Sağlık durumumuz iyidir. Her koşulda bize yardımcı oluyorlar. Sorunumuz yok, herkese selam gönderiyoruz. Artık kan dökülmesine karşıyız. Benim de bir kardeşim dağdadır. Bir çatışmada karşı karşıya gelsek ya o beni vuracak, ya da ben onu. Birbirimizi tanımayacağız. Böyle bir şeyin olmasını istemiyorum. Bir an önce bu kan dursun, barış kardeşlik olsun diyoruz. Halkımıza bu sesimizi duyuruyoruz. Barış olmasını istiyorum. Buradan devlet yetkililerine, PKK örgütüne sesleniyorum. Ellerinden geldiği kadarıyla bu barışın olması için ne gerekiyorsa hep beraber yapsınlar. Halka da sesleniyorum. Onların da barış için ellerinden geleni yapmalarını diliyorum.

HADİ GİZLİ: Urfa Viranşehir’denim. Aslen Arab’ım. Ağustos 2012’de Lice etrafında esir alındık. Hem ruhsal hem de fiziki olarak sağlık durumumuz yerinde. Çok şükür arkadaşlar bize iyi davranıyorlar. Sağlık durumumuz iyi. Onlara, doktorlara teşekkür ediyoruz. Bu sürecin iyi gitmesini umut ediyoruz. Umarız kan durur, silahlar susar, rehineler, herkes ailesine evine kavuşur.

Karşılıklı olursa süreç uzamaz

Esir asker ve devlet görevlileriyle ilgili ANF’ye konuşan HPG’li Rezan Gabar ile Zülküf Palo, esirlerin düzenli doktor kontrolünde olduklarını, Cenevre Sözleşmesi ve kendi hukukları çerçevesinde, Onları korumak için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. HPG’liler, esirlerin serbest bırakılma sürecinin uzamaması için devletin de adım atması için çağrı yaptı. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın her iki tarafa çağrı yaptığını belirten Gabar, “En kısa zamanda ailelerine ulaşmaları için biz bu çağrıyı dikkate alacağız. Ama karşı tarafın da iyi niyetini bekliyoruz. Yani çift taraflı olması gerekiyor bunun. KCK davasında binlerce insan var suçsuz yere rehin olarak tutuluyorlar” dedi.

Hava saldırılarına da dikkat çeken Gabar, “Onları korumak için canımızı feda edebiliriz” dedi.

HPG’li Zülküf Palu ise, askerlerin HPG’den kaynaklı herhangi bir güvenlik sorunu yaşamadıklarını söyleyerek, onlar için en büyük tehlikenin hava saldırıları olduğuna dikkat çekti.

Tek taraflı adım bekleyenlere seslenen Palu, “Yani biz gerilladan, PKK’den bunu bekliyoruz da biz ne yaptık bu konuda, ne adım attık” diye sorması gerektiğini söyledi. Son olarak esir askerlerin ailelerinin de istedikleri anda gelip çocuklarını görebileceklerini de sözlerine ekledi.

Binici: Halk süreci sahiplenmeli

BDP Kırşehir İl Örgütü’nün düzenlediği dayanışma gecesinde konuşan BDP Milletvekili İbrahim Binici, İmralı sürecine dikkat çekti. Binici, “Süreci herkes sahiplenmeli” dedi. Binici, Kılıçdaroğlu’nun süreçle ilgili sözlerine tepki göstererek, “Kılıçdaroğlu zikzaklar çizerek ne dediğini bilmeyen bir lidere dönmüştür” diye konuştu. Binici, barışa hazır olduklarını kamuoyu önünde sürekli deklare ettiklerini belirterek, “Ama burada AKP’nin gerçekten eleştirilmesi gerekir. Barış adına yola çıkıyorsun. Senin barış adına çantanda ne var. Başbakan olarak nasıl bir barış getirmek istiyorsun. Bu dönemde 12 hava operasyonu olmuştur” şeklinde konuştu.

Cizîr’de Öcalan’a özgürlük meşaleleri

Şirnex Cizîr’de (Cizre) Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) üyeleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü isteyerek, askeri operasyonları kınadı. Yürüyüşün ardından gençler bir süre yolda kimlik kontrolü yaptı. Ardından da eylem yerine gelen polisle çatıştı

tarafından

Sürecin olumlu sonuçlanmasını istiyorlar/Esir askerler konuştu

Esir askerler konuştu

demokrathaber
Sürecin olumlu sonuçlanmasını istiyorlar…

esir_askerler_konustu_h16289 (1)
Abdullah Öcalan, 23 Şubat’ta 2. BDP Heyeti ile yaptığı görüşmede devlet ve PKK’nin elinde tutsakların bulunduğunu belirterek, her iki tarafa da tutsakların serbest bırakılması çağrısı yapmıştı. Bu çağrıya ilk yanıt, KCK yönetiminden geldi. KCK’li yetkililer, Öcalan’ın mektubunu iletmek üzere Kandil’e giden DTK-BDP heyetine ellerinde bulunan devlet görevlilerinin serbest kalması için ilgili çalışmayı 1 hafta 10 gün içerisinde başlatarak sonuçlandıracaklarını iletti.

Kamuoyunda Öcalan’ın çağrısı ve tarafların bundan sonraki atacakları adım tartışılırken Gazeteci Erdal Er ve Mehdi Doğan, HPG’nin elindeki esir askerler ve devlet görevlileriyle görüştüler. Sağlık durumlarını, İmralı’daki görüşmeleri nasıl gördüklerini ve kamuoyuna mesajlarını sordular.

ANF’nin haberine göre, Astsubay Abdullah Söpçeler ve uzman çavuş Zihni Koç, 9 Temmuz 2011’de Diyarbakır’ın Lice ilçesinde, kaymakam adayı Kenan Erenoğlu aynı yıl 12 Ağustos’ta Muş-Kulp karayolu üzerinde yapılan kimlik kontrolü sırasında, uzman çavuş Kemal Ekinci 1 Ekim’de Şırnak merkezde, polis memuru Nadir Özgen ise 10 Eylül’de Van’ın Çatak ilçesinde kaçırılmıştı.

Esir devlet görevlileri sağlık durumlarıyla ve serbest bırakılmalarıyla ilgili soruları şöyle yanıtladı:

KENAN EROĞLU

Ben kaymakam adayı Kenan Erenoğlu. 2011 yılının Ağustos ayında sivil yolculuk yaparken Muş ve Diyarbakır arasında alındık. O tarihten bu yana da buradayız.

Sağlık durumunuz nasıl? Aileleriniz, sevdiklerinize bir mesajınız var mı?

İyiyiz. Şu an ailelerimizin bizleri iyi bilmesini istiyoruz. Tek dileğimiz bu. İyiyim ve kendilerine bu süreçte çok iyi bakmalarını istiyorum. Moralli olsunlar. Ve inşallah en kısa zamanda, en yakın zamanda onlara kavuşma ümidindeyiz.

Sizinle ilgili kamuoyunda tartışmalar var. Öcalan’ın açıklamasından sonra gündeme geldi ve hala o tartışmalar devam ediyor. Bu tartışmalara ilişkin bir şey söylemek istiyor musunuz?

Bir sürecin işlediğini radyodan takip edebiliyoruz, kısıtlı imkanlarla. Umarız her şey hayırlısıyla en uygun şekilde sonuçlanır.

ZİHNİ KOÇ

Ben Zihni Koç. Uzman çavuşum. Diyarbakır-Lice arasında yaklaşık iki yıl önce alındım. Şu anda buradayız iki yıldır yaklaşık olarak.

Sağlık durumunuz nasıl?

Sağlık durumum iyi. Gayet iyiyim. Ailemin öyle bilmesini istiyorum.

Ailenize, sizi sevenlere, çocuklarınıza bir mesajınız var mı?

Onlara mesajım benim iyi olduğumu bilsinler. Onları seviyorum. İlla ki bu süreç içerisinde biraz özledik. Yaklaşık iki yıl oldu. Onun dışında söyleyeceğim bir şey yok. Dik dursunlar, sağlam dursunlar. Onun dışında bu süreç içerisinde yıprandıklarını hissediyorum ama ona göre de kendilerine iyi baksınlar.

Serbest bırakılmanızla ilgili tartışmalar var. Kamuoyunda da bir duyarlılık var. Ne diyorsunuz?

O konuda hali hazırdaki süreci radyodan takip ettiğimiz kadarıyla bu konuda pek yorum yapmayı düşünmüyorum ancak umuyorum olumlu olur.

ABDULLAH SÖPÇELER

Ben Abdullah Söpçeler. 9 Temmuz 2011 tarihinde Diyarbakır-Lice karayolunda alındım. Yaklaşık 21 aydır burada tutuluyorum. Sağlık durumum genel olarak iyi. Çok ciddi herhangi bir problemim yok. Aileme söylemek istediğim onların da kendilerine dikkat etmeleri, iyi olmaları, morallerini bozmamaları; dirayetli ve moralli bir şekilde davranmaya devam etmek istiyorum.

Bir mesajınız var mı? Sivil toplum örgütleri devreye girdi, sizin serbest bırakılmanızla ilgili tartışmalar var.

Ben arkadaşlarım gibi bu sürecin olumlu sonuçlanmasını istiyorum. En hayırlı sonuçla nihayete ermesini diliyorum.

KEMAL EKİCİ

Ben Kemal Ekici. Şırnak’ta uzman çavuştum. Şırnak’ta evimin önünden alındım. Yaklaşık 18 aydan beri buradayım.

Sağlık durumunuz nasıl? Kamuoyu merak ediyor, aileniz merak ediyor..

Sağlık durumum çok şükür iyidir. Aileme de buradan selamlar söylüyorum. Ailemin de bu süreçte dik durmasını bekliyorum. Ailemin de katkıda bulunmasını istiyorum.

Sizin bu tartışmalarla ilgili bir mesajınız var mı?

Bu süreci radyodan dinliyoruz. Olursa olumlu yönde Hak’tan hayırlısı diyoruz.

NADİR ÖZGEN

Ben Nadir Özgen. Van Çatak’tan alındım. 2011 Eylül ayında alındım. Van Çatak’ta polis memuruydum.

Sizin sağlık durumunuz ve söylemek istediğiniz?

Sağlık durumum çok iyi. Ailemin de dimdik ayakta durmasını istiyorum bu süreçte. Radyodan dinlediğimiz kadarıyla inşallah hayırlı olur, her şey iyi olur, sürecin iyi sonuçlanmasını bekliyoruz.

“ARTIK KAN DÖKÜLMESİN DİYORUZ”

Askerler Reşat Çeçan, Hadi Gizli ve Ramazan Başaran ise, 6 Ağustos 2012’de Lice-Bingöl karayolunda esir alınmış. Sağlık durumlarının iyi olduğunu bildiren askerler de sürecin olumlu sonuçlanması temennisinde bulundu. 3 esir asker kendileriyle ilgili tartışmalara da, “herkesin barış için ellerinden geleni yapmasını istiyoruz, artık kan dökülmesini istemiyoruz” şeklinde yanıtladı.

RAMAZAN BAŞAR

“Adım Ramazan Başar. Mardinliyim. Diyarbakır Bingöl arasında yakalandık. Sağlığımız, durumumuz iyidir. Ailelerimiz bizi merak etmesin. Umarım en yakın zamanda kavuşuruz birbirimize. Tartışmaları radyodan duyduk. Böyle bir görüşme var, umarım iyi olur.”

REŞAT ÇEÇAN

“Adım Reşat Çeçan. Urfa Suruçluyum. Burada ellerinden geldiği kadar bize iyi davrandılar, herhangi bir sorunumuz yok. Sağlık durumumuz iyidir. Her koşulda bize yardımcı oluyorlar.

Burada tek bir sıkıntımız var o da hasretliktir bu da zamanla giderilir. Sorunumuz yok, herkese selam gönderiyoruz. Anne babamızın ellerinden öpüyoruz umarım bir an önce kavuşuruz. Artık kan dökülmesine karşıyız. Benim de bir kardeşim dağdadır. Kardeşim gerilla ben de asker, bir çatışmada karşı karşıya gelsek ya o beni vuracak, ya da ben onu. Birbirimizi tanımayacağız. Böyle bir şeyin olmamasını istiyorum. Demek oluyor ki kardeş kardeşi vuruyor. Bir an önce bu kan dursun, barış kardeşlik olsun diyoruz. Halkımıza bu sesimizi duyuruyoruz. Barış olmasını istiyorum. Buradan devlet yetkililerine, PKK örgütüne sesleniyorum. Ellerinden geldiği kadarıyla bu barışın olması için ne gerekiyorsa hep beraber yapsınlar. Halka da sesleniyorum. Onların da barış için ellerinden geleni yapmalarını diliyorum.”

HADİ GİZLİ

“Urfa Viranşehir’denim. Aslen Arabım. Ağustos 2012’de Lice etrafında esir alındık. Şu anda örgütün elindeyiz. Esir alındığımızdan beri buradayız.

Hem ruhsal hem de fiziki olarak sağlık durumumuz yerinde. Çok şükür arkadaşlar (gerillalar) bize iyi davranıyorlar. Sağlık durumumuz iyidir onlara, doktorlara teşekkür ediyoruz.

Bir an önce ailemize kavuşmayı umuyoruz. Umarız bir an önce bu hasretlik biter.

Bu sürecin iyi gitmesini umut ediyoruz. Bu kan durur, silahlar susar, rehineler, herkes ailesine evine kavuşur. Dağda gerilla var. Onların da ailesi var, annesi, babası, kardeşleri var. Barış olması ve herkesin huzur içinde yaşamasını umut ediyorum. Bu süreçte inşallah iyi gider, herkes ailesine kavuşur.”