tarafından

Tutsak değişimi ya da bırakılması üzerine birkaç söz

Tutsak değişimi ya da bırakılması üzerine birkaç söz

esir-politikaları

Abdullah Öcalan,Devlet ve Bariş

İbrahim Yaylalı*

Ben böylesi bir haraket daha görmedim.İnanın bana iki sene üç ay PKK’nin elinde tutsak kalmış birisi olarak söylüyorum.

Ben yaralı ellerine geçmem ile başlayan tutsaklık sürecim bitinceye kadar,yemiyor yediiriylorlario soğuklarda giymeyip giydiriyorlardı. İnanın en ufak yaşamımız ile sıkıntı gelebileceklerini duydukları an ö bölgeden uzaklaştırılıyorduk.

Tabii diyeceksiniz yaşamımızı kim tehtid ediyordu.Bunu bir çok kez söyledim yine söylüyorum.Devlet bile bile bulunduğumuz yerleri sürekli bombalıyordu.

Hele hele devlet yetkililerinin açıklamaları, bizi öldürmek için kullandıkları bombalardan daha berbattı.

Devlet PKK nin eline geçen mensuplarını her fırsatta yerdi ve sürekli aşağıladı.Bu bizim dönemimizde de böyle idi.Ondan sonraki tüm esir alınma olaylarında da aynı idi.

Devlet kendi verdiği esirlere bile böyle yaklaşırken,karşı tarafın esirlerine nasıl yaklaşacağını tahmin edebilirsiniz. Tahmin etmenin dışında daha çok yeni bir deneyimimiz elimizde mevcuttur. TC ‘nin elinde ki Kürt tutsaklar,Öcalan’ın üzerinde uygulanan tecrit politikalarını protesto etmek için,vucutlarını ölüme yatırdılar.Ta ki Abdullah Öcalan’ın müdahale etmesiyle bu kendini ölüme yatırma eylemi sona erdirildi.

Ölümlerin bu şekilde önüne geçilebildi.Hapishanelerdeki grev sona erdiğinde bir kere daha devlet yüzünü göstermekten çekinmedi.Her tarafta tutsaklara saldırdı.Açlık grevinden kaynaklı tedaviye ihtiyacı olan tutsakları adeta ölüme terk etti.Geçmişte yaşananları ise ne anmakla ne saymakla bitiremeyiz.

Karşımızda böylesi bir aygıt var,savaş sürsün,kendi çıkarları yürüsünde, ister kendi tutsakları olsun,ister karşı tarafın tutsakları olsun,başlarına ne gelirse gelsin,bu sistem başından evvel tutsak/esir hukukunu hep görmezden geldi.Genel olarak yürüyen savaşlarda,zaman içerisinde belli ilkelerde uzlaşılmış ve yürüyen bir savaş hukukunu oluşturmayı başarabilmişler.Bügün Türkiye’nin olduğu gibi bu ilkeleri bazen koyanlar bile çiğnemiş, yine de belli ilkelere riayet edilmiştir.Bu tavrı Türkiye hiçbir dönemde gösterememiştir.En azından burada yürüyen savaş açısından bunu döyle söyleyebiliriz.

Bu gunlerde PKK’nin elindeki tutsakları bırakmasi gerektiği ile ilgili gündem, bir kere daha kamoyunun önünde tartışılmaya başlanmıştır.Bu sefer Öcalan’ın içeriden mesajlarına dayanarak böylesi bir gündem oluşmuştur.

Öcalan’ın tavrı ise bu durum yani tutsaklara davranış noktasında nettir.Var olan Cenevre sözleşmesinin ilgili düzenlemeleri olduğu gibi kabul edilirken,alınan hiçbir tutsağa düşman muamelesi göstermemiştir.Hatta kamuoyunda sistemin PKK ile ilgili anti propagandasına karşın,Öcalan misafirlerimiz bizim barış elçilerimizdir demiştir.Yani karşı tarafın algısını iyi bilen Öcalan sadece burada yaşadıklarınızı gittiğiniz her yere götürün,savaşı durdurmada yanlış algıların giderilmesini çok iyi biliyordu.Aldıkları tutsakları dostları,misafirleri,hatta gördünüz en son barış elçisi ile de ,tutsak alınan kişilerin hareketin gerçek kimliğini diğer kesime aktaracak insanlar olarak görüyor.

Tüm bu değerlendirmeleri yapan kişi olan Öcalan, şu an tam bir düşman hukukunun işletildiği bir tecrit içerisinde yıllardır İmralı adasında tutuluyor. Buna rağmen savaş tutsaklarıyla ilgili tavrını aynı şekilde korumuştur.

Savaş tutsaklarının bırakılması ilgili istek yine PKK’ye karşı yapılıyor,yine bu diyalektik tek başına işletilmeye çalışılıyor,bu doğru bir tavır ya da yöntem değildir.Savaşlarda tutsak almanın mantığı bir duruma dikkatin çekilmesi amacını taşır.Bizim bu coğrafya da ise Kürdistan’a apansız saldırıya dikkat çekmek için bu yapılmıştı,ya da yapılıyor ve de süreç barış ile taçlanmasa yapılmaya devam edecek.bir taraftan sen bin adım beri gel diyorsun bunu da herkes görüp bilince çıkarsın diyorsun,TC olarak sen ise daha önce yaptığın futursuz KCK saldırılarından sonra politik tutsakları gizli gizli bırakmayı adım olarak bize dayatıyorsun,Bu sürece dahil olan tüm aydın ve diğer çevreler mutlaka devletinde bu süreçte adım atmasını sağlamalıdır ve Türkiye kesiminin bu adımları algılatılması sağlanmalıdır.

Karadeniz saldırısını bir kere daha okuyun oluşturulan bu ön yargıların payını hesaplayın ve bunda bu hükümetin payı mutlaka ortaya çıkacaktır.Öyle şey yok bir taraftan kürt halkına karşı her kesimi kışkırtacaksın sonra da barış adına sadece sen adım at diyeceksin.Bu durumu bu şekliyle asla kimsenin kabul etmemesi gerekir.

Sayın Öcalan’ın da dahil olduğu tüm siyasi tutsaklar ile ilgili toplumunda algısını değiştirecek değişikliklere hükümetin bir an önce gitmesi gerekir.Tutsakların bırakılması barışın kurumsallaşmasını gerektirecek bir durumda yapılması en doğru adım olacaktır.

Dağda şu an tutsak olan kişilerinin gözü yaşlı yakınlarını anlıyorum.Bir an önce çocuklarına kavuşmak istiyorlar.Fakat bir daha gözü yaşlı anne istemiyorsak,bunun düzenlemelerini toplumsal sekilde yaptıktan sonra,toplumsal barışa katkı sunmak için biraz daha fedekarlığa katlanmaları gerekecektir.Yoksa sizden öncede gözü yaşlı anneler vardı,bugün siz varsınız,bu sorunu kökünden halletmesek sizden sonra da anneler olacak gözyaşları olan…

PKK’nin aldığı savaş esirlerinin bırakılma isteğine karşı aynı şekilde bu istek TC nin elinde politik tutsakların ki içerisine sayın Öcalan da dahildir geliştiğinde ve bu durumu genel olarak bu toplumun içselleştirdiği dönemde, ancak barışı tartışır duruma geleceğiz.

Böylesi bir durumun ya da konjektürün önünde ki engel hiçbir zaman engel PKK olmamıştır.Her dönem iyi bilinir ki bunun engelleyicisi devlet ve hükümetler olmuştur.Bu sefer öyle yok,taşın altına artık hükümet elini koymalı ve yüzyıldır yalanlarıyla savaşın bir parçası haline getirdiği Türkiye kesimini,barışın tarafı haline getirmek için çaba sarf etmelidir.

Yoksa müzakere deyip deyip,operasyonları tüm hızıyla sürdürmek ile barış bu coğrafyaya gelmez.PKK nin elindeki savaş esirlerinin bırakılmasını isteyenler ne zaman TC nin elinde tutsak olan Öcalan içinde aynısını istemeye başlayacak o zaman barış gelecektir.

* 94-96 sonuna kadar PKK nin elinde esir kalmış asker